Bu hafta bilen bilmeyen, ilgilenen ilgilenmeyen, parası olan olmayan herkesin odaklanacağı tek nokta ekonomik gelişmeler…
PPK bu hafta toplanıyor, FED bu hafta karar veriyor ve savaş bu hafta devam ediyor, ekonomik sıkıntılar, zamlar ve iflaslar devam ediyor!
Bu yüzden herkesin gözü kulağı ekonomik veriler, faiz ve döviz hareketlerinde olacak, herkes PPK nun bu hafta içinde 10 baz puan politika faizini yükseltmesini bekliyor.
Bu faiz yükselmesi ile birlikte doların 9 lira ya düşmesi ve enflasyonun da düşeceğini, piyasanın rahatlayacağını bekliyor.
Bu iyimser ekonomistlerin iyimser tahminleri olarak bilinen tahminler, bunun tutması için bazı ekonomik verilerin, piyasa şartlarına göre yerine getirilmesi gerekir.
Ünlü iktisatçı Bayraktaroğlu bu kötümser tahmin yürütenler arasında, diyor ki bu iktidar ve bu ekonomik tedbirlerle faizin yükselmesi, dövizin düşmesi, enflasyonun düşmesi mümkün değil.
Bu hafta için iktisadi ve ekonomik beklentileri ise çok ilginç, herkesin faiz yükseltmesini beklerken, iktidarın, saray çevresinin bunun yerine “Hiper Bono” çıkaracağını tahmin ediyor, yani yüzde 200 faiz veren devlet garantili bonolar!
Peki, bono faizleri hakkında Nas var mı? Bunu bilemem, adına Hiper denilir faiz konusu konuşulmaz, bono getirisi olarak isim verilir gider, tamam Nas ı hal ettik ya piyasa ne olacak? Herhalde piyasanın içine bomba konulacak!
Ekonomide ilginç beklentiler devam ediyor, bir diğer beklenti ise Karamollaoğlu, bu iktidarın gitmesine 14 ay gibi bir sürenin kaldığını açıklaması ve bununla birlikte ekonomide 14 ay sonra iyileşme yoluna girileceği beklentisi…
Bu beklenti ne kadar gerçekçi? Bu sorunun cevabı ise bana göre biraz zor, nedeni ise, saray iktidarının son günlerdeki dış politikalarına dikkat çekmek istiyorum.
İsrail cumhurbaşkanı ile kapalı kapılar arkasında, basın kapalı olarak yapılan görüşmeler, ABD başkanının verdiği görevleri harfi ile yerine getirilmesi, içerde ise yüzde 99 Müslüman olan halkın hiçbir tepki göstermemesi.
Bırakın halkı muhalefet partileri bile bu konuları fazla gündemlerine almadılar, bu muhalefet bu halk ve bu iktidar olduğu sürece bu ekonomi ve bu idare şekli değişir mi?
Bu konuda en iyi cevabı ise yine bu konuda bu duyarsızlık konusunda, Prof. Dr İbrahim Öztürk yapıyor, Bu kadar duyarsız bir halkın, ekonomik ve siyasi durumunu değiştirmesinin mümkün olmadığını açıkça kanıtlarla bildiriyor!
Öztürk yıllardır Milyarlarca dolar harcanan, Kürt sorununa Türk halkının Kürt sorununu görmemesi, siyasi sorunu görememesi, bu iktidarın yeni manevralarla bu iktidara devam edeceğini açıkça söylüyor.
Hatta son yenidünya düzeni şekillenirken, Saray rejimin yeni manevralarla yeniden iktidar ömrünü uzatmak için yeni bir rota değişikliği yapacağını…
İsrail, Mısır, S. Arabistan, BAE ile yapılan yeni ilişkiler ile neyin planlandığı hiç kimse tarafından bilinmemektedir. İktidarının ömrünü uzatmak için, her türlü satış içine gireceğini iddia ediyor uzmanlar!
Keyfotokrasi olarak nitelendirilen saray rejimi hiçbir yasa ve kanun, hiçbir engel tanımadan, her türlü satış içinde olacağı iddia ediliyor!
Kısacası iç borcu ve dış borcu Dolar olan bir ülkenin milli parasından söz edilemez, ekonomimiz tamamen dolarize olduğu için, doların düşmesi mümkün değil.
Ortadoğunun baharını Kışa nasıl çevirdiyse, Rus kara kışını da onlara yine sekreter yasını yaptığımız bu hareketle yaşatacağız.