Yazıhanede bütün işleri kavramıştım. Üst devre olarak biz kalmıştık. Karargahtan evrak dağıtımı için çıktığım bir günde arkadaşlardan biri Batman'dan bir arkadaşın gelmiş. Yazıhanede seni bekliyor. Yazıhaneye gittiğimde ilk okuldan arkadaşım Sedat Yılmazcı karşımdaydı. Çok sevinmiştim. Biraz sohbet ettikten sonra, çay ocağından poğaça ve çay getirdim. Bu arada sohbet etmeye devam ediyordum.
- İstanbul'da akrabalarım var ben çarşı iznine çıkamıyorum. Onları ziyaret edip İstanbul'a geldiğimi söyler misin?
- Adresi verirsen yarın çarşı iznine çıkarak akrabalarını ziyaret ederim. Sen bunu dert etme. Dağıtım için bir filo tercihin var mı?
- Bilmem sen daha iyi bilirsin.
- 8. filo için deniz kenarında diyorlar. Verdiğin adreste oraya yakın. Ne dersin?
- Sen bilirsin.
- Tamam ben komutanımın yanına gidip dağıtım için seçtiğimiz birliği söyleyeceğim. Ayrıca yarın için çarşı izni isteyeceğim. Başka bir isteğin var mı?
Ne zaman ben başçavuşumun odasına gitsem, bana sorma ihtiyacı duymadan
- Arkadaşın gelmiş onu bir filoya yollanması için talepte bulunacaksın
- Evet komutanım. Gelen asker Batman' dan ilk okul arkadaşım. Akrabaları Sarıyer semtine yakın bir mahallede ikamet ediyorlar. Onlara yakın olması için 8. Filonun uygun olduğuna inanıyorum.
- Arkadaşının ismi ne?
- Sedat Yılmazcı.
- Ayrıca akrabalarına haber vermemi istedi yarın için uygun görürseniz çarşı iznine çıkmak istiyorum.
Çarşı İzin defterimi imzalayarak odasından ayrıldım.
Askerliğim boyunca ona bir daha görmedim. Tezkere aldıktan sonra Batman'da beni ziyarete geldi. Bu onu son görüşüm oldu. Şimdi Mersin' de ailesi ile birlikte yaşıyor.
Direksiyon imtihanına katılma gönüm gelmişti. Birlikten erken çıktım. Amacım imtihan yapılacak alana geç kalmamaktı. İmtihan sahasındaydım. Murat 124 marka bir otomobilde oturuyordum. Arka koltuğa imhan heyetinden biri bindi.
Dosyamı okurken
- Sen Batmanlı mısın?
- Evet
- Ben de Şırnaklıyım.
Memnun olduğumu belirttim ve yanıma usta bir sürücü bindi. Aracın bütün tertibatları onun oturduğu koltukta da vardı. Anormal bir durum olursa aracın kontrolünü ele alması için bu düzenek kurulmuştu. Arka koltuktaki şahıs
- Aracı hareket ettir.
Aracı birinci vitesten dur komutu verilene kadar değiştirmedim. Elimi omuzuma vurarak;
- Kusura bakma başarılı olamadın dediği, zaman üzülmemiştim.
Teşekkür ederek araçtan indim birliğime geri döndüm. Tezkere zamanım yaklaşmıştı. Günler ilerlerken görevli gittiğim kısımlardan geri dönüşümde karargah birasının önünde birilerine benzettiğim birini gördüm. Koşarak yanına gittim. Gelen Kenan idi hal hatır sorma faslından sonra
- Dağıtım oldunuz mu?
- Evet
- Burada kalmak ister misin?
- Sen bilirsin.
- Seni rahat edeceğin bir yere göndermemi istiyor musun?
- Sen bilirsin.
- Yazıhaneye gidelim.
Onu yazıhaneye aldım. Çay ocağından poğaça ve çay getirdim.
- Sen burada bekle ben komutanla senin dağıtımın meselesini konuşup geleceğim.
Her zaman olduğu gibi Yakar başçavuşun odasına gittim.
- Hayırdır?
- Bu son olacak komutanım.
- Bu kez kim geldi?
- Çok sevdiğim bir arkadaşım.
- Adı ne?
- Kenan Tokgöz
- Nereye gitmek istiyor.
- Filomuzdaki MCC de kalmak istiyor.
- Bu işi oldu kabul et.
Oradan ayrıldıktan sonra yazıhaneye gittim. Keenan bir süre sonra çağrıldı ve MCC radarına gitti. Artık aynı filodaydık ona çok yakındım. akşamları bir yerlerde oturarak geçmişten gelecekten bahsediyorduk. Duygusal biriydi. karşılığı olmayan bir sevgiydi onunkisi. Askerlik sürem boyunca ilk defa bir arkadaşım usta birliğinde yanımdaydı. Kendimi yalınız hissetmiyordum.
Karargahta yetiştirilmek üzere yeni dağıtım olan acemi erlerden biri yazıcılık için seçilmişti. O yazıhaneye alınınca ben de muhafız bölüğünün yazıhanesine gönderildim. İlk günlerde acemi birliğinden bölük kadrosuna kaydedilmek üzere askerler gelmişti.
İçeri ilk giren belirgin olarak yöremden birileri olduğu anlaşılıyordu.
- Adın ne?
- Sana ne.
- Seni birliğin listesine katmam gerekiyor. Bu nedenle soruyorum.
- Fadıl Yeşil
- Doğum yerin ve doğum tarihi.
- Hazro 1955
- İşlem tamam gidebilirsin.
Bütün erlerin kayıt işlemi bittikten sonra idare idare odasından çıktım. Kapıda Fadıl beni bekliyordu.
- Kusura bakma senin kalbini kıracak sözler söyledim. Bana yaklaşımından ürktüm ve paramı alırsın düşüncesiyle bu tepkiyi verdim.
- Beni yanlış anlamışsın. Odaya ilk girdiğin zaman senin yöre insanı olduğunu anlamıştım. Önemli değil
- Sen Batman' lı mısın?
- Evet sen nerden biliyorsun?
- İbrahim Çetin söyledi.
İbrahim çetin aslen Sason' lu idi. Ailesiyle Batman'a yerleşmişlerdi. İbrahim' in kayıt işlemi bittiği zaman Fadıl on binanın önünde bekliyormuş.
- O yazıcı benden paramı alacaktı.
- Sen yanılıyorsun o bildiğin gibi biri değil.
- Sen nereden biliyorsun?
- Onunla konuştuk. O Batmanlı
- Batmanlılara benzemiyor.
- İstersen burada bekle az sonra çıkacak kendisi ile konuşursun.
Oradaki görevden de bir süre sonra alındım. Lançer kıtasındaki B kısmına yollandım. 16,5 aydan fazla kaldığım birlikte birçok arkadaş edindim. Şerafettin Ercan Erzincanlı idi hala kendisi ile iletişimim devam ediyor. Adnan Miraloğlu Mardin Kızıltepeliydi Askerliğinin çoğunu hastanende geçirdi. Son aylarda bölüğe katıldı. Onunla da arada telefonlaşıyoruz. Ahmet Eren Diyarbakırlıydı. Tezkere sonrası Batmanda birkaç defa karşılaştık. Ertuğrul Karadan Eskişehirliydi. Kısımda görev yaptığım süre birlikteydi. Ali Markalı Ankara' nın Elmadağ içesindendi. İrtibatımız hala devam ediyor. Recep Kilci ve Basri Kilci amca çocuklarıydı. Afyonkarahisar' ın İscehisar ilçesindendiler. Basri hala memleketinde yaşıyor. Recep ise Fransa'da
Kadir Çakır Kütahya'nın Beyköy ilçesinden, Ahmet Aladağ Kütahya'nın Simav ilçesinden, Süleyman Yılmaz İse Kütahya merkezde yaşamaktadır. Üç asker arkadaşıyla da halen iletişimim devam ediyor. Askerliğim boyunca bir aylık iznimi kullanmadım. Bu nedenle bir ay önce tezkere aldım. Birlikten ayrıldığım gün Basri ve Recep beni nizamiye kapsına kadar yolcu ettiler. O günleri arada bir hatırlıyorum. güzel anıları.