Tugayın giriş kapısının karşı tarafında oldukça yüksek kömür yığınları vardı. Kömür yığınların yanından demir yolları geçiyordu. Tren yığın halindeki kömüre yaklaşarak vagonları kömür ile doldurmak için yığınlara yanaşırdı.
İşçiler de kömürleri vagonlara yüklerlerdi. Tiren yüklenmiş kömürleri yakın il ve ilçelere taşırdı. Acemi erlerin kayıt işlemlerinin yapıldığı alanda askerleri saymak imkansızdı.
Uzun süren kayıt işleminden sonra 8. bölüğe getirildik. Usta erler ve as teğmen bizi yarım saate kadar bölüğün koridorunda bekletti. Kıdemli ere;
-Yorgunuz bizi ne zamana kadar burada tutacaksınız?
-Vay biri bize posta koyuyor.
-Hayır biz sadece dinlenmek istiyoruz. Yarın ne yapmamız gerekiyorsa yaparız.
Teğmen usta er ve erbaşlara bakarak.
-Arkadaşları koğuşlarını götürün ve istirahat etmelerin sağlayın.
Koğuşa gittik. Ranzada etrafı izlemeye başladım. Karşımdaki asker bana yabancı gelmiyordu. Kepi o kadar büyüktü ki; gözlerinin üzerine kadar iniyordu. Dikkatlice bakınca arkadaşım Kenan olduğunu anladım.
-Kenan bu ne hal?
-Sen kendine bak?
Bu atışma ile birbirimizin haline bakarak gülüyorduk.
Bir sonraki gün kahvaltı yapmak için oldukça büyük ve geniş bir binada kahvaltılarımızı yaptık. Ardından sıralı halde yürüyüş adımlarıyla eğitim alanına gittik. İlk olarak basit komutlarla eğitildik. İlerleyen günlerde silahlı eğitim aldık. Mola saatlerinde bir araya geliyorduk.
Öğle yemeği için tekrar yemekhaneye götürülüyorduk. Sonra tekrar eğitim alanına giderek eğitime kaldığımız yerden devam ediyorduk. Paydos vakti gelince aynı yürüyüş koluyla yemekhaneye giderdik. Sonrasında serbest kalırdık. Yemekten sonra hemen koğuşa gitmez erlerin ihtiyaçların karşıladığı kantine giderdik. Alışverişlerimizin çoğu sigara veya tatlı almaktı.
Asıl amacımız ise hem şehirlilerimizi görmek ve sohbet etmekti. Kantin büyüktü ve çok kalabalık oluyordu. Yorulduğumuz için buradaki süremizi kıssa tutarak yatmak için koğuşa giderdik. Bir sonraki gün sabah kahvaltısı öncesi koğuşun arka tarafında bulunan boş alanda mıntıka temizliği yaptık. Temizlik bittikten sonra herkes cebinden bir mektup kâğıdı çıkarmıştı.
Ortalık bir anda beyaza dönmüş. Gözlerim buğulanmıştı. O anda askerliğin başladığını anlaşıştım. Ben oturup manzarayı izlemeyi tercih ettim. Her geçen gün değişen ortama uyum sağladığımız davranışlarımızdan belli oluyordu.
Temel eğitim sırasında hata yapan arkadaşlarımız da olurdu. Eğitim çavuşları bunu cezalandırmak için eğitimdeki bütün erlere yönünüz azot fabrikası, yat kalk komutunu verirlerdi. Zemin ıslak değildi o anda etrafı toz bulutu kaplardı.
Akşam paydosu öncesi bütün bölüklerin katıldığı yürüyüş merasimi yapılırdı. Manzara oldukça etkileyiciydi. O anda yalınız olmadığımızı anlardık. Günler böyle ilerlerken dağıtım öncesi çarşı iznine çıktık.
Yolu yürüyerek şehir merkezine giderken, kız öğrencilerin eğitim gördüğü bir okulun önünde geçtiğimiz zaman, derste olan kız öğrencilerin tümü pencereleri açarak el salmaya başladılar. Tabi ki biz acemi erlerde bu şapkalarımızı çıkararak karşılık vermiştik. Şehir merkezindeki devasa çini vazoyu da o güngörmüştüm.
Kütahya'nın çinicilik çinicilik yapıldığını yörelerden biri olduğunu hatırlamıştım.
Eğitim merkezinde 23 Nisan günü kar yağdığını gördüğümüzde hayret etmiştik. Enteresan bir hava durumu vardı. Günde dört mevsimi yaşanırdı desem abartılı olmaz.
Kütahya'nın en çok beğendiğim özelliği temiz bir havasa ve oldukça sağlıklı bir suyu vardı.
Dağıtım günü gelip çatmıştı. Tren istasyona götürüldük. Ben ve Kenan da İstanbul 15. Füze Üs Komutanlığına gidecektik. istasyonda indikten sonra Üsküdar'da bir jandarma karakolunun bahçesine götürüldük. Buradan birliklere dağıtılacaktık. Kenan'ı yanıma çağırdım.
-Benden ayrılma. Aynı birliğe gitmeye çalışalım.
Süre uzamıştı. Ben de dalmışım. Kenan yanımdan ayrılmış. Uzun zaman gelmeyince bazı arkadaşlar ediğini düşündüm. Bir ara uzun boylu sivil bir şahıs başımda durarak
- Mesleğin nedir?
- Tornacıyım
- Nerelisin?
- Batman
- Kıro musun?
- Evet
Yanıtını vermiştim? Benden uzaklaşıp diğer erlerin yanına giderek aynı soruları onlara sormaya devam etti.
Çok geçmeden kiralanmış bir kaç otobüse bindirildik ve teskereye kadar kalacağım birliğe gidiyorduk.