Devletin ve devleti yöneten iktidarın, elinde atacak mermileri ve patlatacak silahı olmayınca, her sabah, gözümüzü açtığımızda bir tokat yiyerek kalkıyoruz!
Dün sabah, günün ilk ışıkları ile birlikte doların 8 liranın üzerine çıktığını görünce bir tokat yeniş gibi sersemleştim.
Günün daha sonraki gelişmeleri ise şöyle; Ayasofya İmamı yine açlıkla terbiye ve sabır tahammül ayetleri ile insanların bu olumsuzluğa sabretmelerini ve dış güçlerin, dış mihrakların oyununa gelmeden kadere boyun eğmelerini istedi.
Bu günün geleceği dünden belliydi, Türkiye ekonomisi ve sosyal yapısı bu kadarını kaldıramadı, kimse bu şoklara dayanamaz…
Bir sabah kalkıyoruz, merkez bankası başkanı değişmiş, bir sabah uyanıyoruz, İstanbul sözleşmesinden çıkılmış, bir sabah kalkıyoruz, Gergerlioğlu, abdeste alırken yaka paça göz altına alınmış…
Bu anlık ve bu insanlık dışı çılgınlıkların bu toplumun kaldıracağı şoklar değil, bu şoklarla, insanlarımız felç geçirir ve toplum ölür!
Bu yapılanların tamamının siyasi kararlar olduğu, tamamının seçim ve seçilme endişesi taşıdığını halkımız çok iyi bilmektedir.
Havuz medyası değinmese de, siyasiler korkudan eleştirmese de, sosyal medya denilen güç her şeyi anında ve canlı olarak bu halkın gözleri önüne sermektedir.
HDP nin kapatma davası ve Gergerlioğlu nun milletvekilliğinin düşmesi, ardından göz altına alınmasının, sadece MHP kongresinde Bahçelinin elini güçlendirdiği…
İstanbul sözleşmesinin iptali ise sadece 24 Mart’ ta yapılacak AK parti kongresinde genel başkan Erdoğan ın elini güçlendireceği ifade edilmektedir.
Peki merkez bankası başkanının değiştirilmesi ve Döviz kurunun uçması kime yarar? Bunu da yine yorumlayanlar şöyle yorumluyor, AKP kongresi öncesi Berat Albayrak ın muhteşem dönüşü için zemin hazırlamak ve onun elini güçlendirmek olarak değerlendiriliyor!
Bu değerlendirme ve yorumlar ne kadar isabetli ve ne kadar gerçekçi bilinmez ama benim bildiğim tek şey var bu ülkenin kaynaklarını ve insanlarını bir kongre için harcamaya değmez…
Bu insanları bir liderlik için feda etmeye ve bir seçim zaferi için kurban etmeye değmez, bu insanlarımız ve bu kaynaklarımız nasıl geri getirilecek?
Bakın Pazar günü Yurdun dört bir yanında HDP seçmenlerinin meydanlarda nasıl coşkulu ve nasıl güçlü bir ses çıkardıklarına, bu kitleyi kim kontrol edebilecek?
Bu kitleyi kim dağıtabilecek, bu kitle tüm baskılara ve tüm tehditlere rağmen, HDP seçmeni tüm gücü ve desteği ile Newroz alanlarında kendini gösterme cesareti gösterdi.
Bu Yapılan hesaplar ve kurgulanan planların tamamının tutmadığını ve hesapların geri geldiğini göstermesine rağmen, hala bu politikalarda ısrarcı davranılmasına bir anlam veremiyorum.
Bu halkın sonunu hazırlamalarını anlarım ama kendi sonlarını da bu şekilde getirdiklerinin farkında olmamalarını tuhaf karşılarım.