Geçenlerde yaygın basında çıkan bir haber dikkatimden kaçmadı, belki birçoğunuz bu habere fazla dikkat bile etmemiştir.
Haberin başlığı aynen şöyle; “Türkiye hayvan varlığında Avrupa lideri.” Bu başlık bile herkesi güldürecek kadar komik değil mi? Buna ancak havuz medyası ve ona inananlar inanır!
Haberin ayrıntısına girince işin rengi oraya çıkıyor, buna rağmen yerelde yaptığım bazı araştırmaları da sizlerle bu köşe de paylaşmak isterim.
“Avrupa İstatistik Ofisi (Eurostat), Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) ve Statista verilerine göre, Türkiye, AB ülkeleri arasında hayvan varlığıyla öne çıkıyor.
AB ülkelerinde 2021'de 75 milyon 705 bin olan toplam büyükbaş hayvan sayısı, geçen yıl 74 milyon 799 bine geriledi. Büyükbaş hayvancılıkta Fransa, AB ülkeleri arasında ilk sırada yer alıyor. Bu ülkenin büyükbaş hayvan varlığı geçen yıl 16 milyon 986 olarak hesaplandı. Fransa'yı, 10 milyon 997 binle Almanya, 6 milyon 600 bin ile AB'den ayrılan Birleşik Krallık, 6 milyon 552 binle İrlanda, 6 milyon 456 binle İspanya ve 6 milyon 448 binle Polonya izledi.
Büyükbaş hayvan varlığında 2020 yılına kadar Avrupa'da Fransa'nın ardından ikinci sırada gelen Türkiye, aynı yıl 18,2 milyonluk büyükbaş hayvan sayısıyla zirveye yerleşti. Ülke, 2021'de yaklaşık 18 milyon ve 2022'de de yaklaşık 17 milyon 24 bin büyükbaş hayvan varlığıyla ilk sıradaki yerini koruyarak, bu yıla zirvede girdi.”
Şimdi gelelim işin aslına ve reel olan tamamen yaşamın içindeki gerçeklere, biz şayet hayvan sayısı bakımından bu kadar zengin bir ülke isek, et ihtiyacımız için her yıl miyarlarca doları neden acaba dışarıya AB ve Diğer dünya ülkelerine veriyoruz?
Biz neden her yıl et sıkıntısı olunca hemen ithal et ve kasaplık hayvan alımını ithalatını açıyoruz?
Bunları da geçelim, bu kadar hayvanı olan bir ülkede neden tüm dünyada et fiyatları bakımından en yüksek fiyata sahip on ülke arasında yer alıyoruz?
Özellikle devlet kurumu olan Et ve Balık Kurumu her yıl dışarıdan canlı hayvan ithal ederek kesime göndererek et ihtiyacını karşılamaya çalışıyor!
Burada bir çelişki yok mu, bunu yapanlar ya sadece bazı ithalatçı firmaları zengin etmek için kasıtlı yapıyorlar veya bu TUİK istatistikleri tıpkı Enflasyon hesaplamaları gibi gerçek dışıdır.
Bir diğer konu ise et üreticileri birlikleri neden iflas edip, hayvanlarını beslemektense kesime göndermektedir.
Daha birkaç gün önce et üreticileri birliği resmi açıklama yaptı, şayet ithalat yolu açılmazsa, bu yılsonuna kadar kıyma kilosunun 700 lira olacağı ne açıklamadı mı?
Bu haberin altında yatan gerçekler ise şöyle bazı üreticiler, hayvanların kayıt altında olması ve alınacak devlet desteklerinin devam etmesi için, kesime giden veya ölen hayvanların sistemden düşürülmediği.
Ayrıca bir diğer konu ise birçok tarım müdürlüğünün bu konuda yeterli çalışma yapmayarak bu olanlara göz yumduğu.
Bu açıklamalar bazı tüccar ve bürokratların işine geldiği gibi, TUİK in hesabına geldiği açık, bu sonuçlara göre zarar gören et tüketen biz vatandaşlar oluyoruz.