Yukardaki başlık büyük bir cemaat liderinin son günlerde söylediği, hükümet yanlısı sözleri olarak dillendirilen bir cümlesi.
Aslında bu cümle tam olarak değerlendirilip, objektif olarak bakılacak olursa, tabi ki doğru ve tam olarak gerçekleri yansıtıyor.
Muhalefet bu konuyu biraz sulandırarak, biraz da alay ederek, yorumlarken, bilerek kendilerini de suçlu duruma koyarak, adaletten uzaklaşıyor, hakkı inkar ediyorlar.
Hazreti Ali diyor ki; Dünyadaki nimetler, tüm insanlığın refah içinde yaşamasına yeter artar bile, bazı insanların zulmü ve aç gözlülüğü olmazsa…
İşte bu ifade dahi önceki sözü doğrulayan bir gerçek açıklamadır, gerçekten bizler yani toplum olarak açlık, yoksulluk ve kıtlık içinde yaşamak zorunda kalıyorsak, bunun sebebi yine biz insanlardan bazılarının günahlarından kaynaklanıyor.
Bakın 2002 den 2010 yılları arasına, o yıllarda, daha yeni gözünü açmış, inançlı, dürüst, demokrat, birleştirici ve sevgi dolu bir iktidar ve onun yandaşları!
O zamanlar kişi başına düşen milli gelir 12.000 dolar ve refah seviyemiz yüksek, sosyal dayanışma adil ve kadrolar eşit dağılıyordu.
Herkes kendi işinde ve aşında, herkes var gücü ile çalışıyor ve bir şeyler üretmek, ülkeye katkıda bulunmak için adeta yarışıyordu!
Yaz tatiller, lüks daireler ve otomobiller, yatırımlar, dış ticaret ve ekonomik kalkınma çok güzel gidiyordu.
Kimsenin gözü kimsenin malında değil, kimse kimseyi kıskanmıyor, herkes hak ettiği işi yapıyor ve işe girebiliyordu!
Ne zamanki iktidar ve onun yandaşları günahlar işlemeye başladı, önce iç çatışmalar ve alan kapma savaşları, ardından silahlı hesaplaşmalar, çete ve mafya…
En sonunda ortaya çıkan bir terör örgütü ve bu terör örgütüne yaptırılan darbeler ve darbeler sonucu, kendi günahlarını örtmek için yapılan darbe ile herkesin ötekileştirildiği, bir sistem.
Günahların başlangıcı her ne kadar daha öncesine dayanıp planlı bir çalışma içinde olsalar da, Allah onlara bu fırsatı vererek, bu günahları işlemelerine fırsat vererek onları denemiş oldu!
Çeteler, mafya, fuhuş, mala çökmeler, kokain ve esrar ile eroin ticareti, ardından silah ve insan ticareti ile cinayetlere giden yol!
Sonuçta bu günahlarına toplum olarak bizlerde ortak olduk, bizlerde sessiz kalarak ve tamamen işi nemelazımcılığa vurduk.
Oysa sessiz kalmamız bizim dilsiz şeytan olmamıza neden oldu, çıkarı olan, çıkar bekleyen bizler yani yoksulluğa düşenler, hiçbir tepki vermeyerek bu kirli oyunun seyircisi olduk, hatta bazen alkışladık!
İşte bu günahlarımız yani sessiz kalmamız ve bu günahlara rıza göstermemiz nedeniyle bizlerde bu günahlara ortak olarak yoksul kalmayı hak etmiş oluyoruz, İlahi adalet işte böyle bir şey.
Ama sol görüşlü ve CHP’lilerin yaptığı gibi o cemaat bu tarikat diyerek ötekileştirme yoluna gitmeden, akıl ve mantık ile İslam adaleti çerçevesinde değerlendirmek gerekir.