Gençlerin eğitimden emek piyasasına geçişi ve barınma ihtiyaçlarını karşılama yöntemleri, özerklik ve (ekonomik) bağımsızlık tartışmalarında sıklıkla öne çıkan iki noktadır.
Özerklik, yetişkin olma durumunda elde edilmesi gereken bir hak olarak görülmektedir.
“Eğitim, iş ve barınma” üçlüsü özerkliği ve (ekonomik) bağımsızlığı sağlama konusunda önemli bariyerler olarak varsayılmaktadır. Diğer bir deyişle, yetişkinlik ve özerklik, eğitimi bitirmiş, “düzgün” bir iş bulmuş ve ayrı bir evde yaşamaya başlamış olma hali olarak algılanmaktadır. Dolayısıyla, yetişkin ve özerk olmanın parametreleri, büyük çoğunlukla, ekonomik değerler üzerinden kurulmaktadır.
Bu durumda, gençlik ise “geçiş dönemi” olarak varsayılmakta ve yukarıda tanımlanan değerlere -dolayısıyla da özerkliğe- ulaşmak için çabalanması gereken yıllar olarak ele alınmaktadır. Oysa gençler, ki burada yukarıda tanımlanan araştırmanın sınırları içinde 18-24 yaş aralığından bahsedilmektedir- 18 yaşını bitirdiklerinde, hukuken ehliyet sahibi olmaktadırlar.
Hukuken ehliyet sahibi olmak, gençleri, yasal olarak eylemlerinden, dolayısıyla kararlarından sorumlu tutmaktır.
Ancak, Türkiye’de gençlerin sosyal haklar bağlamında yeterince desteklenmediği ve emek piyasasında kötü koşullarla karşı Özellikle feminist sosyal bilimcilerin bu konuda önemli çalışmaları bulunmaktadır. Bakınız: Friedman, 2003; MaCKenzie ve Stoljar, 2000 ve Young, 1990. 16 laştıkları düşünülürse, gençler, pratikte karar verme hakkından yoksun ya da karar verme kapasitesi yeterince gelişmemiş halde bırakılmaktadır. Türkiye’de TÜİK’in (Türkiye İstatistik Kurumu) verdiği bilgilere göre, 2011 yılı itibariyle 12.542.000 15-24 yaş arası genç yaşamaktadır. 2011 yılında gençler toplam nüfusun % 16,8’ini oluşturmaktadır (TÜİK, 2012: 16).
Türkiye’de 15-18 yaş aralığı, zorunlu eğitime tabidir. Dolayısıyla, bir eğitim kurumuna devam etme zorunluluğu vardır.
10 18 yaş üstü olanlar ise üniversiteye gitme olanağına sahiptirler.
TÜİK verilerine göre, 2012-2013 yılı öğretim yılı ve öğretim seviyelerine göre okullaşma oranı, (15-24 yaş arasını kapsayacak şekilde) orta öğretim ikinci seviyede % 70,06 ve yükseköğretimde % 38,50’dir.
Şebeke projesi kapsamında, KONDA Araştırma ve Danışmanlık tarafından yapılan araştırma 18-24 yaş arası gençleri kapsadığından, okullaşmada lise ve üniversite öğrencilerine odaklanılmıştır.
Araştırma verilerine göre, belirtilen yaş aralığındaki gençlerin % 21’i lise öğrencisi, % 37’si yükseköğretim öğrencisi (% 36’sı lisans ve % 1’i yüksek lisans olmak üzere), % 35’i öğrenci değil ve % 6’sı lise mezunu dershaneye devam etmektedir.11 Toplama baktığımızda, 18-24 yaş arası olan gençlerin % 64’ü, üçte ikisi, bir eğitim kurumuna devam etmekteyken, % 36’sı öğrenci değildir.
18-24 yaş arası gençlerin neredeyse üçte ikisinin öğrenciliğini sürdürmesinin en önemi nedeni, gençlerin eğitimde kalma sürelerinin uzamış olmasıdır.
Gençlerin eğitimde kalma sürelerinin uzaması emek piyasasına katılımlarının da gecikmesi anlamına gelmektedir.
Dolayısıyla, ekonomik bağımsızlıklarını kazanmaları da gecikmektedir. Ekonomik olarak kendilerine yeterli olmayan gençler, devlet ya da aile tarafından desteklenmeye ihtiyaç duymaktadırlar.
Türkiye’de eğitimde (yüksek öğretimde) olan gençlere destek sağlayan kurum Yüksek Öğrenim Kredi ve Yurtlar Kurumu’dur (YURTKUR). YURTKUR, burs ve kredi olmak üzere 2 destek mekanizması sağlamaktadır.
YURTKUR’un 2011 yılı raporuna göre, 2011 yılında yüksek öğrenimde, 320.912 öğrenciye başarılı olması koşuluyla burs, geri ödemek şartıyla 592.582 öğrenciye öğrenim kredisi ve 494.024 öğrenciye üniversiteler aracılığıyla katkı kredisi sağlanmıştır (YURTKUR, 2012).
Bursun şartının “başarı” olması, dezavantajlı olan gençlerin, mevcut koşullarını eşitlemeyi sağlamamakta, aksine başarılı olabilecek koşulları olan gençlerin durumunu korumaktadır (Yentürk ve Kurtaran, 2014). Diğer alternatif krediler ise, gençler tarafından geri ödenmek üzere alınmaktadır. Gençler, YURTKUR’un sağladığı burs ve krediler dışında, sınırlı ve miktarı az olan özel burslardan da yararlanmaktadırlar.
Şebeke projesi kapsamında yapılan KONDA araştırmasında “Aylık gelirin bu kaynakların hangisinden geliyor?” sorusuna, gençlerin % 36,8’i işten/çalışarak, % 69,1’i aileden/eşten harçlık, % 1,3’ü vefat eden anne/baba/eşten kalan maaş, % 9,6’sı devlet bursu, % 1,8’i üniversite bursu, % 4,7’si devlet kredisi ile geçinmektedir.”
Bu ülkede gençler ekonomik olarak kısa süre içinde bağımsız olmadıkları süre içinde bağımsız ve özgür olmayacaklarının açık bir ifadesidir.