İktidar her zaman kamuoyunu meşgul etmek, algı operasyonu başlatmak için ortaya farklı senaryolar atarak, bizim başımıza çok büyük belalar açmaktadır.
Wan Minüt ten tutun, bu güne kadar onlarca senaryo planlayan danışmanlar, her seferinde, düşen iktidar desteğini yukarıya çekmeye başlamıştır.
Bu operasyonların çoğunda, büyük can ve mal kaybına, gözyaşları ve sürgünlere mal olduğu için faturası bize ağır gelmiş.
Örneğin İsrail başkanı ile yaptığı polemikte, Türkiye ile İsrail arasını açan cumhurbaşkanımız, o günden beri Ortadoğu da rahat yüzü görmedik.
Kabataslak üzerinden geçecek olursak, Suriye meselesinde, yine içerdeki kamuoyu desteğini almak için, birkaç gün içinde Şam’ın en büyük cami sinde namaz kılacağını iddia etmesi ile birlikte…
O günden beri bir türlü kurtulmadığımız Suriye sorunu ve silahlı hareketlerin sonu gelmemektedir, birkaç milyon insanı beslemenin dışında, yüzlercesinin kanının dökülmesi…
Ayrıca sınır dışı hareket ve sınır dışı, operasyonlar sonucu, çok büyük mali yükümlülükler ve çok büyük can kaybına neden olarak, bize hem kan, hem gözyaşı, hem de mali yükümlülüklere neden oldu.
Irak ta yapılan sınır dışı operasyonlar, kara ve hava hareketleri ile terörle mücadele adı altında kamuoyuna verilen mesajlarda da bir sürü acı kayıplara neden olundu.
Sıra Libya ya gelince kazan kazan prensibi ile bu ülke ile yapılan anlaşmalar kıta sahanlığı ve askeri desteklerle yollanan paramiliter askerler ve harcanan milyonlara rağmen, hiçbir sonuç alınmadan, silahlar toprağa gömüldü, o cepheden hiçbir ses yok!
En son Ermenistan, Azerbaycan, çıkışı ile Soydaşlarımıza, Gardaşlarımıza verdiğimizi iddia ettiğimiz desteklerin altında, yine silah satışları ve yine cepheye gönderilen canlar oldu!
Ardından Kanada’nın açıklaması ile yüzde yüz yerli ve milli olduğu iddia edilen İHA ve SİHA’ların yedek parçalarının durdurulduğunu yine o malum basın organlarından öğrendik.
Buda bize hem prestij, hem de maddi değer kaybına neden olurken boş böbürlenmelerin altından, yine dışa bağımlılık çıktı maalesef!
En son Yunanistan ile dalaşmalar ve savaş naraları yine olan bizim güçlü ve büyük devlet prestijimizin sarsılmasına neden oldu ve savaşın eşiğinden dönüldü.
En son algı operasyonu ve popülizm adına, oyları yükselterek, milli çıkarları pompalayarak Karadeniz de bulunduğu iddia edilen gaz rezervi ile hem Türk parasının değerini kurtarmak, hem de oy borsasında, iktidarın oylarını artırmak adına güzel bir çıkış…
Bu tür gazlı, Petrollü, kazasız belasız çıkışların biraz maliyeti olsa da bizi aldatma adına kazasız belasız olduğu için tercihimdir.
Cumartesi günü o gemide o merkezde yeni bir açıklama yapılacak, baş göz üstüne istersen rezervleri gaz aldığımız Rusya, İran ve Azerbaycan rezervlerinden daha yüksek göstersin.
Yeter ki can ve mal kaybına yol açmasın, yeter ki kazasız belasız olsun, haydi hayırlısı ile yeni gazlı ve sazlı açıklamalar dileği ile!...