?>

GAFLET, DELALET VE İHANET!...

M. Şah Ayaz

2 yıl önce

Bu üç kelime özellikle günümüz siyasi hayatta çok kullanılan ve sıradan gelen kelimeler olarak biliniyor, siyasetle ilgiliysen bu kelimeleri hayatında uygulaman normal hale gelir!

Günümüz siyasetinde saflığa ve güvene yer yoktur, herkesin kendine göre bir hesabı vardır, günü gelince yol arkadaşını satmak mubahtır!

Siyasette arkadan hançerlenmek ve Halkı satmak sıradan bir uygulama haline gelmiş, güvensizlik esastır.

Türk siyasetinin duayeni, Süleyman Demirel, Halkı satarken şu cümleyi geliştirmişti “Dün dündür bugün bu gündür” Yani dün verilen sözler bugün geçerli değildir, siyasi hayatta.

Siyasiler gaflete düşmemeli, gaflet nedir derseniz? ” Kişiyi felakete sürükleyen bütün hataların başlangıç noktasında gaflet vardır. “Unutmak, terk etmek, önemsememek, dikkatsizlik, dalgınlık” gibi anlamlara gelen gaflet kelimesi, “nefsin arzularına uymak”, “zamanı boşa geçirmek”, “dünya ve ahiret adına gerekli olan bir şeyin lüzumunu kavrayamamak”, “kalbin, Hakk’ın zikrinden mahrum kalması” ve “derin uyku” şeklinde tarif edilir.”

Unutmak, siyasiler kendilerine yapılan iyilikleri çabuk unuturlar nedeni ise, maddi ve siyasi çıkarları ön plandadır.

Unutmak ve terke etmek ise, yapılan iyilikleri veya kötülükleri unutmak yol arkadaşlarını hemen satmak işte en büyük gaflet!

Türk siyasi tarihinde bu tür gaflet içinde olan siyasileri sıkça rastlamaktayız, günümüze kadar, bu gaflet içinde olan siyasilere şahit oluyoruz.

Delalet ise farklı bir anlamı olan yol ve rehber anlamına gelen bu kelime yoldan çıkma ve saptırma anlamında kullanılmaktadır.

Yine siyasiler üzerinde bu kelime de sıkça kullanılmaktadır, ilkeleri ve siyasi felsefesi ile çelişen fiil ve uygulamalar içine giren ve bunları mubah gören siyasiler!

Bu özellikleri taşıyan ve bu felsefe ile yetişen siyasilerimiz maalesef her zaman ihanet içinde de olmaları normal karşılanıyor!

İhanetin kelime anlamını açıp yorumlamaya gerek yok, ihanetin adı dün farklı bir siyasi olabilir bu gün ise farklı siyasileri görebiliyoruz.

Hafta sonu kendilerine Millet ittifakı denilen ve bir masa etrafında toplanan, siyasilerin en milliyetçisi, en faşist ve en ilkesiz olan, bir partinin tüm çaba ve tüm bastırmalara rağmen, kendine güvenen ve itibar eden, siyasi ve partilileri bir anda unutarak, gaflet ve delalet içinde ihanet etmeyi mubah gördü!

Her kes şok olurken bu ihanet karşısında baz deneyimli siyasi ve yorumcular ise haklı çıkmanın üzüntüsü içinde, olup biteni hayretle izlediler.

Yazar ve yorumcu Bayraktaroğlu, bu haklı çıkan ve çok üzülen yorumculardan biri idi, şöyle diyordu, yapma Meral kardeş bunu keşke yapmasaydın, halkın umudunu kırmasaydın, sana güvenenleri yarı yolda bırakmasaydın, seni sırtında taşıyanları, merdivenin en üst basamağından itmeseydin, diye ihanetin adını koyuyordu!

Devrim Zelyut ise bu ihanetin adı dış güçler ve dış mihraklar ile, iç sermaye sahiplerinin kontrolü olduğu ve bu masadan kalkanların çok büyük, iç ve dış planların kurbanı olduklarını iddia ediyordu.

Evet Gaflet ve delalet içinde olanların sonunun İhanet olacağını deneyimli masa sakinlerinin bilmesi gerekirdi, halkımız çok iyi bilmesine rağmen bir kez daha aldanmış oldu!

YAZARIN DİĞER YAZILARI