Aslında İzmir’e yerleşecektim. 89, 91, 93'te bir ev ve iki dükkan aldım.
İki farklı blokta bulunan iki dükkanım, 3 yıl önce yaşanan depremde büyük hasar nedeniyle kentsel dönüşüm yöntemiyle yıkıldı.
Henüz inşaat ruhsatı alınmadı.
Belki ilerleyen yıllarda İzmir'e yerleşirim. Kim bilir. Ailenizi çok iyi hatırlıyorum. 70'li yıllarda babam traktörüyle Batman deresinden kum, tuğla ve toprak getirirdi. Traktörden etrafı izlerdim. O an yaşadıklarının benim için hiçbir anlamı yoktu. Daha sonra hafızamın bir bilgisayar gibi her şeyi kaydettiğini görüyorum ki bu, son yıllarda yazdığım her yazıda da ortaya çıkıyor.
Rıfat abinin çocukları mahallemizde esnaf olarak çalışıyordu. Traktörle evinizin önünden geçerken neredeyse her gün tandırda ekmek yapıldığına şahit oldum. Az ileride merhum Mustafa Ramanlı'nın evi vardı.
O ev bana hep farklı göründü.
Cengiz Topel ilkokulu da tüm eski okullar gibi yıkıldı.
Çeşitli binalardan oluşan ilkokul ve ortaokul bölümleri inşa edildi. Lise ve sanat okulunun eski görünümü farklıydı. Oradan geçerken bulanık anılarım canlanıyor. Ara sıra kesilen bir filmi izliyor gibiyim. Bana göre değişim hızlı olmamalı.
Eski yapılar korunmalı. Biz Batman'ın eskileri geçmişi düşünmeden bunu yapabilecek miyiz?
Bu soruya net bir cevap veremeyeceğimi düşünüyorum. Yıllar çabuk geçse de anılar silinmiyor. Doğru olan budur. Geçmiş ve gelecek harmanlanmalıdır.
Zeki Bey, siz de sanat okulunun eski mezunusunuz. Elbette siz bizim için bir örneksin. İki dönem okula gitmeniz gerekiyor. Okul çıkışlarındaki kalabalığa hayran kaldım. Artık öğrenciler o yolu servislerle katlediyor.
Günde iki öğün yemek için okula yürüyerek okla giderek farklı olduklarını gösterdiler. Biz de bu geleneklerin hepsini yaşadık.
Söylediğim gibi.
Geçmiş her zaman yaşatılmalıdır.
Bu bizim için nefes almak kadar gereklidir….