Kasım ayı enflasyon rakamları, TUİK hesaplamasına göre açıklandı, bu açıklama bile yeniden doların ateşini yükseltmeye yetti.
Merkez bankası ne kadar müdahale ederse etsin, ne kadar çırpınırsa çırpınsın, boş olan kasasından hiç ses çıkmadıkça, borçlar belini kırdıkça ve israf devam ettikçe çare yok!
Ekonomist Mahfi Eğilmez, “Tahminlerimizde bile özgür değiliz” açıklamasını yaparak, enflasyon konusundaki, baskıları çok güzel açıklıyor.
Demek ki piyasadaki ve çarşı pazardaki ve bilim adamındaki tahminler ile devletin tahminleri arasında çok fark var, ama bunu dile getiren yok!
Bu yüzden açıklanan enflasyon ne olursa olsun, bizim yediğimiz, giydiğimiz ve yaktığımız a bakmamız lazım, geçen yıldan bu yana, benzin ve akaryakıt fiyatları, doğal gaz ve elektrik fiyatları, yemeklik yağ ve sebze meyve fiyatları…
Esas piyasayı ve enflasyonu belirleyen bu temek ihtiyaç maddeleridir, bunları dikkate almak ve bunlara göre hesap yapmak lazım, sigara ve alkollü içecekler, makyaj malzemeleri ile kürkler bizi ilgilendirmez…
Bu gün cebimizdeki paranın aylık harcamalarımıza ne kadar yettiğini en iyi memur ve emekli bilmektedir, cebindeki paranın, aylık maaşının ne kadarının bu harcamaları karşıladığını ücretli kesim daha iyi bilir.
Pandemi nin etkisinde, işten çıkarılanlar, işini bırakanlar, işsizlikten iflas edenler, bunların aile bütçesine olan ağırlığı ve etkisini de göz önüne alırsak, hane halkı olarak, büyük ekonomik sıkıntı ve enflasyon baskısı ile çok kötü durumla karşı karşıya olduğumuz ortada…
Biran önce, yükselen gerçek enflasyon karşısında, öncelikle ücretlilerin ücretlerinin en az yıllık yüzde 40 enflasyon oranı tahmin edilerek, yükseltilmesi…
Çarşı pazarda yükselen gıda fiyatlarının dikkate alınması ve devletin bu temel gıda maddelerini sübvanse etmesi gerekir.
Her seferinde, içerdeki fiyat artışlarını bastırmak için, ithal ürünlere yönelmek, bizi daha fazla fakirleştirmektedir.
Oysa yerli tüketim maddelerinin maliyeti göz önüne alınarak, dışardan döviz ile almak zorunda kaldığımız gıda maddelerini, iç üreticiye yönlendirmemiz, bizi dışa bağımlıktan kurtarır ve yerli üreticiyi korumak adına desteklemek, daha karlı olacağına inanıyorum.
Biz ülke olarak dışarıdan borçlandıkça, dışarıda yükselen döviz kurları nedeniyle daha fazla döviz dışarıya ödemek zorunda kalıyoruz.
Bu politika ile bu önlemler ile enflasyonun düşmesi ve dövizin gerilemesi, mümkün olmadığı ortada, bu sistemde, belli bir azınlığın mutluluğunun dışında, halkın büyük bir çoğunluğu krizde…
Dış borç stoku, cari açık, eksi veren bir merkez bankası, yüksek faiz uygulayan bir kredi sistemi, bankacılık faaliyetleri dışında hiçbir faaliyeti olmayan sermaye piyasası…