Televizyon izleyen herkes bazı ekonomik terimleri sık duymuştur. Örneğin cari açık-üretim ekonomisi-dış ödemeler dengesi –imalat sanayi-kayıt dışı ekonomi vb.gibi…Aslında bir çok kişi her ne kadar bu sözcükleri duysa da gerçek anlamda neyin ifade edildiği yani ne demek istendiğini pek anlayamaz. Çünkü konuşmacılar daha çok ekonomi dilini kullanmaktadırlar.
CARİ AÇIK : Cari açık, bir ülkenin ürettiği malların ihraç sonucu getirdiği gelirin, ülkenin yurtdışından ithal ettiği mal ve hizmetlerden az olması durumudur. YANİ ;halk dili ile söyleyecek isek ;bahçenizde ürettiğini sebze meyveleri komşunuza bin TL ile satmış, karşılığında ise komşunuzdan bin beş yüz TL buğday mercimek almışsanız beş yüz TL cari açık vermişsiniz demektir. Cari açık 3 kalemden oluşmaktadır. Bunlar; 1- Devletlerarası ithalat ve ihracat 2-Hizmetler hesabı: taşımacılık, turizm, sigortacılık vb. hizmetler ticareti 3-Transferler hesabıdır. (yurtdışında çalışan ülke vatandaşları ve ülkede çalışan yabancı ülke vatandaşlarının getirdiği döviz giriş çıkışıdır.) Bir ülkenin gelişmişliğini belirlemek yahut sıralamak istiyorsak cari açık rakamına bakmamızın oldukça faydası olacaktır. Çünkü cari açık ile ülkenin gelişmişlik oranı ters orantılıdır. Yani cari açık veriyor iseniz ekonominiz kötü yoldadır demektir. Takdir edersiniz ki bir ülkenin gelişmesi, dünya da sözü sayılır bir ülke olması, vatandaşlarının yaşam kalitesinin yüksek olması vb. gelişimler için o ülkenin başka ülkelere muhtaç olmaması gerekmektedir. Bir ülkenin başka bir ülkeye yahut başka ülkelere muhtaç olmaması için de cari açık rakamının düşük olması yahut hiç olmaması gerekmektedir . Millet olarak en çok hep cari açık verdik diye ifadeler kulağımızda çınlamaktadır.
Bir ülkenin dış dünya ile ekonomik ilişkileri ödemeler adı altınca incelenir. Ödemeler dengesini oluşturan cari denge de 4 ana unsurdan meydana gelmektedir
Mal Dengesi: Bir ülkenin yurt dışına sattığı malların döviz geliri ile aynı ülkenin yurt dışından aldığı malların döviz bedeli arasındaki farktır. Biz Rusya’ya sattığımız domatese karşılık doğal gaz almaktayız. Hizmetler Dengesi: Bir ülkenin yurt dışına sağladığı sigorta, turizm vb. hizmetler karşılığında aldığı döviz bedeli ile yurt dışından turizm vb. hizmetler karşılığında ödediği döviz bedeli arasındaki farktır. Yatırım Gelirleri Dengesi: Bir ülkenin yurt dışına doğrudan veya dolaylı yolla yaptığı yatırımların döviz bedeli ile o ülkeye yabancı ülkelerin yaptığı yatırımların döviz bedeli arasındaki farktır. Örneğin inşaat taahhüt işlerinde ülkemiz Rusya da çok büyük projeleri yaparken ,Rusya ülkemizde termik santraller kurmaktadır. Arasındaki fark bunu ifade etmektedir. Cari Transferler: Yurt dışında çalışan işçilerle beraber gelen döviz bedelidir.
Kayıt dışı Ekonomi :
Yer altı ekonomisi, illegal ekonomi, kara ekonomi, resmi olmayan ekonomi, gizli ekonomi, düzensiz ekonomi, marjinal ekonomi, kayıp ekonomi, karaborsa ekonomisi, gözlenemeyen ekonomi, nakit ekonomisi, paralel ekonomi, enformel ekonomi, vergi dışı ekonomi ve benzer anlamlara gelen kayıt dışı ekonomidir. Başka bir ifade ile kayıt dışı ekonomi, belgeye hiç bağlanmamış yada içeriği gerçeği yansıtmayan belgelerle gerçekleştirilen ekonomik faaliyetlerin devletin bilgisi dışına taşınmasıdır. Kayıt dışı ekonomi, kamunun denetimi dışındaki ekonomik faaliyetler olarak da tanımlanabilir.
Bireylerin veya işletmelerin ekonomik faaliyet ve işlemlerini kamunun denetimi dışında tutmasının en önemli nedeni ise vergi kaçırma arzusudur. Bu bağlamda tanım olarak belirtecek olursak; Geniş anlamda vergi kaçakçılığı, vergiye karşı koyma olarak nitelendirilmektedir. Dar anlamıyla vergi kaçakçılığı ise, vergi kanunlarına aykırı davranmak ve kanunları uygulamakla görevli bulunan idarenin aldığı önlemlere karşı gelmek suretiyle, ya da az vergi ödemek şeklinde olabilmektedir. Batı ülkelerinde, kayıt dışı ekonomi denildiğinde daha çok uyuşturucu ve silah kaçakçılığı gibi yasadışı sektörler akla gelmektedir .gelişmekte olan ülkelerde ise bunlar da dahil olmak üzere kayıt dışı ekonomi daha çok eşya ve hizmet akımlarının belgelendirilememesi şeklinde ortaya çıkmaktadır. Yani, aldığınız bir mala karşılık fatura alınmaması yada alınmadığı halde mal alınmış gibi fatura kesilmesi gibi….
İmalat Sanayi:
İmalat Sanayi; hammaddelerin el emeği ya da makineyle işlenip tüketim, yatırım ya da ara mallarına dönüştürüldüğü sanayi dalıdır. İmalat sanayisi, ağır ve hafif sanayi olarak ikiye ayrılabilir. Makine ve donanım için büyük yatırımlar gerektiren ağır sanayinin karmaşık bir iş örgütlenmesi ve genellikle nitelikli bir işgücü vardır. Yatırım ve ara mallarının üretildiği bu sanayi dalında büyük miktarda üretim yapılır. Petrol arıtımı, demir-çelik üretimi, motorlu araç ve ağır makine üretimi, çimento üretimi ve demir dışı metallerin arıtılması gibi sanayi dalları ağır sanayi üretimine örnek oluşturur. Hafif sanayinin başlıca özelliği üretilen malın dayanıksız olması, makine ve donanımın ağır sanayideki kadar büyük yatırımlar gerektirmemesidir. İşgücü ise nitelikli ya da niteliksiz olabilir. Elektronik araçlar, bilgisayar donanımı ve duyarlı aletler üretimi nitelikli bir işgücünü gerektirirken, dokumacılık, giyim, gıda ve plastik sanayilerinde çalışan işçilerin belirli bir eğitimden geçmelerine gerek yoktur. Gelişmiş ülkelerin ekonomisinde önemli bir yer tutan imalat sanayisinin gelişmekte olan ülkelerin ekonomisindeki önemi de giderek artmaktadır. Azgelişmiş ekonomilerde genellikle hafif sanayi dalları ağırlıktadır.
İnşaat ekonomisi yerine ağır sanayi hamlesinin uygulandığı ekonomi modellini görmek dileği ile…..