İktidar ve saray rejiminin, ülkemizi içine soktukları ekonomik krize yönelik bir çözüm arayışı içinde olmadan, krizi derinleştirmektedir.
Yandaş müteahhitlere yeni ihaleler ve yeni yağlı ve yeni çıkar vurgunları oluşturuldu, bu vurgunların ise kontrolsüz ve sarayın denetimi dışında olduğunu söyleyemeyiz.
Kamudaki israfların haddi hesabı yok, garantili yollar, garantili, köprüler, garantili hava meydanları ve garantili hastaneler ile yandaşlara milyon dolarlar vatandaşın vergisinden ödenmektedir!
Garantili dış nakit borçların yüksek faizleri Kur korumalı mevduat kazıkları ve daha birçok kazıklar maalesef vatandaşa yönlendiriliyor, para politikası ile bu iş çözülmez!
Her yüz liralık gelirin yüzde 16 sının faize gittiği bir ülkede, krizden ve ekonomik sefaletten çıkış mümkün mü?
Her yüz liralık gelirin yüzde yetmişi faize ve yüzde otuzu ise anaparaya giden bir ekonomik sıkılaştırmanın ekonomik dili maalesef iflastır.
Borcu döndürme oranı yüzde yüz kırk liraya çıkan bir ülke de yaşıyoruz, yani yüz liralık bir borcu ödemek için yüz kırk lira borçlanan bir ülke!
Sadece kur korumalı mevduatın maliyeti, bir trilyonun üstüne çıktı ve kur korumalı mevduat maalesef memleketin başında en büyük bir bela olarak duruyor.
İPA’nın raporuna göre devletin kamu maliyeti bütçe üzerinde yüzde otuz yedi seviyesine çıkmıştır, bunun anlamı kamuda büyük bir israf ve savurganlık devam ediyor.
Bazı ilginç ihalelerin yandaşa verilmesi için, geçen gün Gaziantep te yapılan bir ihalede “helal patates çuvalı” ihalesinin yapılması.
Bu ihalede tamamen istenen kişiye ihalenin verilmesi için böyle bir madde konulması istenmiş ve bu çuvalların ihalesini alan firma bu madde ile ihaleyi almıştır.
Otobanlara verilen garantiler ise maalesef dört katı oranında, bu otoyolların maliyetinin dört katı oranında firmaya garanti verilmesi neyin nesi sizce?
Tarım sektörünün içine girdiği krizin ve maliyetlerin artmasındaki esas kaynağın ise yine devlet ten kaynaklandığı…
Ukrayna’dan alınan buğdaylar ucuz fiyata piyasaya satılınca devletin ofislerinde ve depolarında çürümeye terk edilen tonlarca buğday depoları!
Neden mi bu buğdaylar alında Baykar’ın Ukrayna ya sattığı İHA’ların parası yerine, buğday alıp bu şekilde ödemeyi devlet üstlenmektedir!
İşte vergi rekortmenlerinin kimin parası ile nasıl zengin olduklarının açık örneği!
Bu gün buğday üreticisinin elinde kalan buğdayını niye satamadığının nedeni ortaya çıkmış ve bu yüzden maalesef zarar eden çiftçinin tarlasını boş bırakmasına neden olmaktadır.
Bir diğeri ise Sudan hükümetinin ödeyemediği ihale bedellerine karşılık devletin bu ülkeye ödeme garantili, yani müteahhidin borcunu ödeme şartı ile verdiği karşılıksız krediler!
Yurt dışı müteahhidi kurtarma operasyonunda uluslararasında ise yardım sever Müslüman ülke konumunda, halkının vergilerini dolaylı olarak yandaş müteahhide ödeme projesi, bunlara da kısa vadeli programlar diyelim!