Bu makaleyi BBC Türkçe servisinin paylaşımından aldım. Paylaşım sebebim ise ülkesine bu kadar bağlı ve fedakar olması dışında gösteriş ve itibarı kabullenmeyen bir liderin makamının sunduğu olanağı israf amaçlı kullanmamasıdır.
Jose’nin ülkesinde yaşananlar ile ülkemizde yaşananları karşılaştırışsak Uruguay devlet başkanının gösterişsiz ve sade yaşamı ile vatandaşlarının gönlünde taht kurduğuna şahit oluruz. Bizde ise vatandaşlar yüksek enflasyon ve hayat pahalığı sebebiyle haykırışlarını iktidarın duymaması ili son buluyor.
Ülkede vatandaşların serzenişi arttıkça vergiler, zamlar, harçların artması ile devam ediyor. TÜİK aylık enflasyon oranlarını belirlerken hissedilenden düşük göstermesi, maliye bakanının emekliler ve asgari ücretlilerin altı aylık zamlarının düşük oranda verilmesine sebep oldu. Maliye bakanı ve Cumhurbaşkanı bu haziran ayından sonra enflasyon düşecek dedi. Tahminini doğrulamak için enflasyon düşük gösterildi.
Nebati dönemini hatırlayalım. Enflasyonu tek haneye indireceğiz demişlerdi. Hokus pokus yaparak tabeladaki enflasyonu tek haneli rakamlara düşürmüşlerdi. Başka çözüm yolu kalmayınca kontrol altında bulunan kurumlara direktifler verilmek suretiyle belirlenen enflasyon hedefine ulaşılıyor açıklamaları yandaş medyada manşet oluyor.
İstihdam yok, yatırım yok, ihracat yok, Hazine sürekli dövizle doluyor hissedilen enflasyonda düşme oluyor mu? Hayır. Hazinede döviz arttıkça halkın gelirlerinde bir artış oluyor mu?
Hayır. Demek ki neymiş! Emekliye, asgari ücretliye ve çalışana yüksek zam verilirse ülkede yatırım yapılamazmış. Enflasyonun düşmesi söz konusu olduğunda yük yoksulsa vatandaşların sırtına yükleniyor. Yıllardır yaşadığım ülkede Jose gibi bir liderin başa gelememesi ne acı. Jose gibi sade ve mütevazi bir liderin ülkesinde baş tacı edildiği muhakkak.
Ülkede ise hiç bir kurum tam performans ile çalışmıyor. Eğitimde hukukta anayasanın maddelerinde defalarca değişiklikler yapılmasına rağmen söz konusu kurumlardaki uygulamalar eksiksiz olarak kullanabilir hale getirilememiştir. 10 veya 20 yıl ara ile bir darbelerin yaşandığı ülkede seksenli yıllar sonrasında başa gelen iktirandalar da darbeleri öneyemediler.
Bugünlerde ekonomik sıkıntılar nedeniyle vatandaşların sokaklara inip yaşadıkları sıkıntıları meydanlarda dil getirdikleri taktirde iktidarın koltuğunun tehlikeye gireceği düşünülerek "biz gidersek kaos olur. Darbeler dönemi başlar" uyarıları ile vatandaşların yaşanan sıkıntılı döneme razı olmaları sağlanmaktadır. Ülkenin petrolü gazı yok ama kemer sıkacak halkı var.
Zorda kalındığında ipleri iktidarın elinde olan vatandaşlara müracaat ediliyor.
Bu toplum sürecin bu duruma geleceğini anladı. Ancak iktidarın ciddi şekilde uyarılması gerçekleştirilemedi.
Artık ülkede en diptekiler en yukarıdakiler var. Orta sınıf buharlaştı.