?>

DÜĞÜNLERİMİZ...

Mehmet Cevat Kerem

5 yıl önce

Eskiden diyorum, yani düğün salonları olmadan öncesine gidiyorum. Düğünler evlerin önünde, sokaklarda, caddelerde yapılırdı. Birde, düğün sadece birkaç saat değil, Cuma günü başlar, Pazar günü gelinin getirilmesi ve düğün yemeğinin yenilmesi ile biter, hatta bazılarıda Pazar akşamına kadar sürdürürdü. İçinizden başka konu kalmadı da bunumu yazıyorsunuz diyebilir. Ancak son yıllarda, gelenekselleşmiş olan bazı kötü uygulamaların düğünlerimizde uygulanmaya başlandığını söylemek isterim. Düğün salonların açılması, bu geleneğe farklı bir perspektif getirdi. Doğrusu düğün salonları ile birlikte düğün sürelerinin kısalması çok isabetli olmuştur. Günlerce süren çile ortadan kalmıştır. Onun yerine, çok aptalca olduğuna inandığım, farklı bir geleneğin türediğine özülerek şahit olmaktayız. Bunların en başında, düğünün bitmesi ile birlikte gelinin kendi evine gelinceye kadar ki, şehir içinde çalınan korna sesleri, evin önünde ya da apartmanın içine girip zılgıtların çekilmesi, otomobillerden halay müziklerini yüksek sesle çaldırıp birde evin önünde halaya durmaları gibi. Uygulamalar maalesef çok rahatsız vericidir. Geçen gün bir arkadaşım beni arayarak, bu saçmalığı dile getirmemi istedi. Gerçi, daha önce bu konuyu ele alan bir yazı yazmıştım. Geç saatlerde çalınan korna sesleri, evlerin ve apartmanların içinde çekilen zılgıt sesleri ve halayların özellikle hasatası olan, çocuk yaşlı insanlar üzerinde çok olumsuz etki yarattığını çocukların örktüğünü dile getirdi. Özellikle havai fişeklerin patlatılması çok hemde çok etki bıraktığını ayrıca not etmek isterim. İnsanların mutluluklarını yaşarken başkalarına eziyet etmek, onların beddualarını almak ne kadar mantıklı olabilir. Bu konu hangi kurumun görev alanı içine giriyor ise, derhal gerekli önlemlerin alınması gerektiğini özellikle hatırlatmak fayda görüyorum. Düğün salonunun içinde yeteri kadar hıncını dükememiş olanlara da ALLAH akıl fikir versin. İşi çok abartmanın bir manasının olduğuna inanmıyorum. Hatta bir seferinde gece geç saatte uyurken, apartmanın içinde çekilen zılgıt ve yüksek sesler ile aniden uyandığımı, o esnada aklıma gelen her türlü sözü kullandığımı bizaat söylemek isterim. Birde hastası olanlar neler diyecekler, onuda yapanların bir kere daha düşünerek hareket etmelerini, bu uygulamanın derhal ortadan kalması için herkesin daha duyarlı olması gerektiğini, nacizane tavsiye ediyorum. Tıpkı tazi geleneğimizde devam eden bazı yanlışların yavaş yavaş ortadan kalkması için herkesin el birliği ile kamuoyu oluşturması gibi bu konununda dile getirilerek gündemleştirilmesi çok isabetli olacaktır. Örneğin, bizat şahit olduğum ailemize ait bir düğünda yukarda yazdıkalrım harfiyen uygulanmak istenirken bizaat engel olup yapamamalarını sağladım. Çünkü birçok insanı rahatsız etmeye kimsenin hakkı yoktur. Onun için tüm halkımızı daha duyarlı olması gerektiği inancı ile herkese mutluluklar diliyorum. KEF, KEFA XALKEYE...

YAZARIN DİĞER YAZILARI