Dış ilişkiler tamamen diplomasi ve kazan kazan prensibi üzerinde kurulmuştur, bu gün ki dünya düzeninde, eski kardeşlik ilişkileri geçersizdir.
Siz Osmanlı dönemi sınırlarda yer alan cumhuriyetlere kardeşlik, milli duygular ve eski defterleri karıştırmaya başlarsanız, sonu hezimet olur…
Bu gün dünya düzeninde, dünyanın hakimiyeti, silah, para ve teknoloji sayesinde güçlü ülkelerin, çıkar alanına dönüşmektedir.
Bu güçlerin hakimiyet alanına, boş cep ve boş masa ile çıkacak olursanız, sadece manevi ve tarihi argümanları ileri sürerseniz, zarar edersiniz.
Bu gün bölgemizde Rusya ve Amerika nın hakimiyet alanına girecek olursak, bu alanda sadece harcanmış olmaktan başka bir duruma düşmemiş oluruz.
Eski Osmanlı yayılmacı politikası için eski dünya nın Osmanlı silah ve insan gücüne sahip olmak gerekir.
Şayet tüm silahlar başkalarının teknoloji ürünüyse ve askerlerin o silahları kullanacak eğitime sahip değilse, her an savaş meydanında kaybetmeye mahkumsun.
O zaman başkaları ile kardeşlik ve milli bağlar üzerinden giderek, onları savaş meydanına çekmenin kimseye faydası olmaz…
Bakın kardeşlik dış politikası ile önce Kırım özerk bölgesini karıştırdı ve onları eski durumlarından çok daha kötü duruma düşürerek, Rusya nın o bölgeyi ilhak etmesine neden olduk!
Bu bölgenin hakimi güçlü bir silah gücü ve güçlü bir ordusu ile güçlü bir dış politikası olan Rusya ile dans etmek pek kolay değil.
Bu bölgede hemen, hemen her ülkede, Amerika ve İngiltere ye karşı, ulusal çıkarlarını korumak adına, her türlü imkanı kullanan Rusya, her alanda ortaya çıkmakta ve büyük bir direnç göstermektedir.
Nedeni ise bu ülke dünyanın diğer süper güçleri ile eşit imkanlara sahip, buna altyapısı ise müsait bir ülke, gerek balistik, gerek son model uzay silahları ile donatılmış bir ordusu var…
Kırımdan sonra, Osmanlı toprakları olarak bilinen Tunus, tan başlayan Arap baharı projesinde önce kardeşlik ilişkisine girdiğimiz bu ülkenin yöneticileri, daha sonra, yönetimden kovulunca eli boş ve itibarı sarsılmış olarak, ortada kaldık.
Daha sonra Irak bu ülkede yine Saddam ile olan ilişkiler üst düzey kardeşlik ilişkileri sürdürülürken, çekiç güç ve diğer operasyonlarda yer alarak, bu ülkenin tamamen parçalanmasında rol aldık!
Daha sonra bu kardeşlerimizin tüm zenginlik kaynakları dışarı giderken, seyir etmekten başka bir iş yapamadık, askeri üslerimiz ve tüm imkanlarımız olmasına rağmen, bu gücümüzü sadece Kürtlere karşı kullanarak, boşa harcadık.
Suriye de yine Beşar Esat ile kardeşlik ilişkileri ve üst düzey bir diyalogu sadece tek adam ilişkisi ile götürmeye çalışırken, koalisyon güçleri düğmeye basınca bir numaralı düşman biz olduk ve on kafa tutarak, onu tehdit eden biz olduk!
En son Kardeşimiz Libya nın yasal hükümeti ve devleti oldu, kardeşliğin verdiği sıcak duygular ile Hafter güçlerine karşı silah ve uzman askerleri, hatta savaşçıları gönderdik, bu gün onlar aralarında barıştırılırken, biz yine eli boş ve zararlı bir şekilde evimize geri dönmek zorunda kaldık…
İşte size bir diğer kardeş Mısır, bu gün en büyük düşman ve düşmanlarla iş birliği yapan bir ülke haline geldi, Yunanistan la Akdeniz de en büyük anlaşmaları yapan eski kardeş ülke!
Son günlerde yeni bir kardeşi daha savaş cephesinde yalnız bırakmamak adına, ileri atıldığımız kardeş ülke Azerbaycan, tek millet, iki devlet olarak gördüğümüz bu ülkede ateşkes ve barışa karşı olan tek kardeşi olarak dış ilişkileri sürdürüyoruz, bu zafer ve başarı üzerine pekişen kardeşlik…
Yarın Rusya, İngiltere ve Fransa nın devreye girmesi ile nasıl bir ilişkiye dönüşür bilemem, son kardeşimizi de kaybetmezsek, çok iyi olur, nedeni ise montajını yaptığımız İHA lar ve onların bize ucu yakıt sattığı SOKAR şirketi nin bize vereceği zararları hesaplamak lazım!