?>

DEPREM VE DUYARLILIK

RAMAZAN PİLATİN

2 yıl önce

Kış aylarının soğuğunun yaşandığı günlerdeyiz. Yaşamda afetlerin olmadığı bir yıla rastlanmadığını yaşayarak gördük.

Tarih 6.2.2023 saat 4.17 Vatandaşların çoğu depreme uykuda yakalandı. Depremin merkezi Kahramanmaraş'ın Pazarcık ilçesi. Afet sonrasında açıklama yapan birçok profesör yaşananların olabileceğine dair sürekli uyarılarda bulunmalarına rağmen depremlerin yaşanmasını üzülerek anlattılar. Televizyonda demeç veren Jeofizik Prof. Dr Övgün Ahmet Özcan Depremin bölgedeki fay hatlarının birleştiği noktada yer sarsıntısının olması depremin 11 şiddetinde olmasına neden olduğunu açıklamıştı.

Bunun etkisinin ise 130 atom bombasının etkisine eşdeğer olduğunu bu sebepten depremin geniş bir alanda hissedildiğini ve etkili olduğunu açıkladı. İstinasız bir veya birkaç yılda deprem afetini yaşamamız çözüm için gerekenlerin yapılmadığına inanmamıza neden oluyor. Bugün yaşanan deprem 98 yılındaki depreme eş değer şiddete olduğu ikinci deprem.

Bu dunumu ne zaman ciddiye alarak gerekli önemler alınacak? Yüz binlerce insanımızı depremlerde kaybettik. Ölümlerin dışında mağduriyetlerine gerekli ölçüde destek alabildiler mi? Deprem bölgesinde olduğumuz halde yaşananlara gereken duyarlılığı gösteriyor muyuz? Üzülerek ve kızarak hayır diyorum.

Olayı bire bir yaşayan biri olarak o anı deprem yaşayan bütün vatandaşların duyguları ile yaşadım. Sabah namazı için erken uyanırım. İki tane muhabbet kuşu odamda kafesteydi. Birden uçuşup tuhaf sesler çıkarmaya başladılar. Hızla uyanıp ışığı yaktım.

Hayvanları sakinleştirmeye çalıştım. Deprem o anda başladı. Sarsıntının her darbesini hissediyordum.

Bitmek bilmeyen bir sarsıntıydı. İnançlı biri olmam nedeniyle dualar okumaya başladım. Tövbe istiğfar ediyordum. Bunları yaparken yalınız olmadığımı düşünüyordum.

Deprem devam ederken yüksekte duran malzemenin düşmesini izliyordum.

Yatağımdan çıkmadım.

Deprem sarsıntıları bitti.

Aklıma ilk gelen yakınlarımı aramak oldu. Aradıklarıma ulaşamadığım zaman endişelerim artıyordu. Sakin olmalıydım. Önceki depremlerde iletişimin aksadığını hatırladım. Aradıklarım beni aramaya başladıkça rahatlıyordum. Bu benim aynı olayı yaşayan vatandaşların çoğunun benim hissettiklerim tersi yönde üzüntü yaşadıkları için üzülmekten kendimi alıkoyamıyordum. Aynı anlarda birçok felaket zedelerin acı çektiği düşünüyordum.

Olayın yaşandığı andan şu ana kadar haber programlarını izliyorum. Yıkılan binalar ve ölü sayısının artması endişesi üzüntümün katlanmasına neden oluyordu.

Olayın hafifletici hiçbir yanı yoktur. Kadere iman ederim. Ancak tedbire ve güvenli binalarda yaşanmasına da inanırım.

Yıkılacak duvarın altına girerek oturmak veya uyumak kadere inanmaya uygun olmadığına inanıyorum.

Ölenlere Allah'tan dilerken mağdurlara geçmiş olsun dileklerimi sunuyorum. Umarım iktidarlar bu felaketlerin yaşattığı maddi ve manevi sıkıntıların son bulması için meseleye ciddi olarak son bulması için çözümünü gerçekleştirirler.

YAZARIN DİĞER YAZILARI