Deneyim insanların ömür boyu karşılaştıkları olaylar ve hadiselerin toplamıdır, bazıları pek fazla olayla karşılaşmazken, bazıları ise başlarından çok büyük olaylar geçer…
Bazıları rahat ve sakin bir hayat, bazıları ise dalgalı ve fırtınalı bir hayat geçirir, bazıları hayatta karşılaştıkları birçok deneyimden ders çıkarırken bazıları ise hiç.
Çok gezen mi? Çok okuyan mı? Meselesi gibi, çok gezenin daha çok hayat tecrübesi olduğuna inanılır, nedeni ise yaşayarak öğrenmeden geçer.
Gazetelerde, kitap ve romanlarda bir çok hikaye, olay ve macera ile karşılaşabiliriz, ama bunların hayatımızda fazla iz bırakması zor.
İşte bu yüzden deneyim ve tecrübe ile insanlar daha fazla etkilenir ve daha fazla iz bırakır, ben deneyimli kişilerin, hayat deneyimlerinin daha fazla olduğuna inanırım.
Siyasette ve idarede de bu deneyim çok geçerlidir, dikkat ederseniz, bölgemize sürekli deneyimsiz idareci ve memurlar atanırlar.
Bunlar bu bölgenin çetin ve sıkıntılı ortamlarında deneyim kazandıktan sonra, metropollere ve batının büyük illerine gönderilirler, bu şekilde deneyimli idareci ve memur olurlar!
Dikkat ederseniz, bölgemize sürekli deneyimsiz ve ilk defa vali olan idareciler atanır, bunların valilik makamına ve idare şekline alışması birkaç yıl alır, tam da vali olacakları sırada, tayinleri çıkar ve daha büyük illere bilgi ve birikimli olarak giderler.
Güvenlik güçleri, öğretmenler, hakim ve savcılar daima ilk atama yerleri bölgemiz olur veya daha doğu su, bu bölgenin hem insanlarının, hem de doğasının, sert ve aşılmaz olmalarından tercih ediliyor.
Bu bölgeye atanan idarecilere ekseriyetle toleranslı ve hoş görülü davranılır, yaptıkları hatalar yüzünden hemen cezalandırılmazlar, halk ve devlet kurumlarına karşı uygulamaları sorgulanmaz.
Birçok vali ve müdür bu bölgede tecrübe kazanmak ve idareciliği öğrenmek için yaptıkları birçok yolsuzluk ve usulsüzlüklere göz yumulur, ancak sonraki tayin yerlerinde yargılanırlar.
Yani bu bölgeye ve bu inşalarımıza karşı yaptıkları hata ve yanlışlar pek ciddiye alınmaz ve dikkat edilmez.
Demek ki idarecilikte ve devleti yönetmekte, hatta bir aileyi bile yönetmekte deneyime ihtiyaç vardır, deneyimli olanlar tercih edilir.
Bakın siyasi hata bu deneyim çok daha fazla iş yapar ve daha fazla zenginleşme için yararlı oluyor, cumhurbaşkanımız ilk yıllarda acemilik yılları diyerek, bir kez daha fırsat verilmesini ve birkaç kez bu deneyim sayesinde seçim kazandığını biliyoruz.
Son olarak aldığı birkaç seçimde ise halktan hiçbir destek almasına gerek kalmadan, kendisi iki seçimi de deneyimleri sayesinde rahatlıkla aldı.
İşte deneyim ve işte deneyimin elde ettiği başarı, bu deneyim sayesinde, hem içerde, hem dışarda uyguladığı politikalar ile kendisine, ailesine, çevresine ve bürokratlarına çok büyük imkan ve kaynak sağladı.
Bu sayede yani deneyim sayesinde, halkı nasıl etkileyeceğini, algı ile onları nasıl uyutacağını, seçim için hiçbir endişe duymadığını, çok güzel gözlemliyoruz.
Bakın yetiştirdikleri idareci ve bürokratlara ne kadar rahat ve ne kadar huzurlu bir sakat yönetim şeklini kusursuz idare ediyorlar! İşte deneyim in önemi ve işte gücü…