Suudi Arabistan, Joe Biden'ın ABD Başkanı olmasından bu yana ilk Ortadoğu ziyaretinde hep tartışmalı bir başlık olacaktı.
Sadece dört hafta önce Biden, Suudi Arabistan ziyareti sırasında Veliaht Prens Muhammed bin Salman ile görüşmeyeceğini söylemişti.
Biden, Beyaz Saray'a yerleştiği, görevdeki ilk birkaç haftada Suudi Arabistan'ın fiili lideriyle konuşmayı bile reddetmişti.
Biden, "parya" tanımlamasını 2019'da başkanlık seçimi kampanyası sırasında yapmıştı.
Buna rağmen Biden Orta Doğu ülkelerine yaptığı ziyarette veliahttı Salman ile görüştü.
Yakın tarihte bunlar yaşanırken Biden Orta doğu ülkelerinden İsrail, Mısır, Filistin ve Suudi Arabistanlı yetkiler ile görüşme yapmak için ziyarette bulundu. İlk ziyaretini İsrail ile yaparken Filistin başkanı ile de görüşme yaptı. İsrail ile görüşmelerin ardından makam uçağı ile Suudi Arabistan’a gitti.
İsrail hava yıllarının Suudi Arabistan’a sefer yapması bu vesile ile başlamış oldu. Görüşmelerde petrol fiyatının aşağı çekilmesi ve Rusya ve İran’ın Ortadoğu’da yayılmasının önlenmesi için birlikte hareket etmeleri gerektiğin açıklaması yapıldı.
Resmi görüşmeler sonrasında Suudi Arabistan veliahdı prens Salman ile baş başa bir görüşme yaptı. ABD Başkanı Joe Biden, Suudi Arabistan Veliaht Prensi Muhammed bin Selman ile yaptığı görüşmede, Suudi gazeteci Cemal Kaşıkçı cinayetinin “öldürülme emrini siz mi verdiniz sorusuna” Prens Salman hayır cevabını vererek yanıtladı.
Amerikan başkanının elinde yeterli belge olmadan böyle bir suçlamayı yapması mümkün değildir. Bunu Prens Salman’da biliyor. Mesele bu kadar sarih ise Amerika Suudi yetkililerinden bu konunun unutulması için bazı tavizler koparacağı da bilmektedirler. Suudi yetkililerin bunu kabul etmeme şansları yoktur.
Brezilya’ya ait savaş gemisinin parçalanması işleminin İzmir Ali ağa limanında yapılacağı kararı bakanlığının onayı sonrasında ifşa oldu. Gemide 600 ton asbest olması parçalanma işleminin Ali ağada gerçekleşirse ölümlerin yaşanabileceği açıklaması görmezden mi gelinmişti? Asbest sağlığa zararlı bir ürün olduğu bilim adamları tarafından bilinmektedir. Geminin parçalanması için gerekli bütün önlemlerin alınması halinde dahi sadece İzmir’de değil yakın illerde de tehlike ölümler ve çeşitli hastalıkların yaşanabileceği açıklamaları yetkililer tarafından yapılmıyor.
Bu mesele de uzun süre incelendikten sonra söküm işlemlerinin bölge halkının sağlığını tehlikeye düşürmeyecek kadar güvenli hale geldiğine inanıldığında söküm işlemleri başlatılacak mı? Bekleyip göreceğiz.
Avrupa ülkelerinin çöplerini alarak çöp deposu haline getirilen ülkenin zehirli artık dolu bir uçak gemisinin parçalanmasının da Ali ağar limanında yapılması akla nükleer artık fazlası olan ülkelerin nükleer artıklarının Türkiye’de saklanmasını istese; iktidar ne yanıt vereceği merak ediliyor?