Bu seçimlerde bir hakiki daha öğrendik, kendisini değiştiremeyenlerin değişim yapması mümkün değildir.
Bende bu seçimde değişimden yana düşünen ve bu düşüncemde haklı olduğuma inanmıştım, yaptığımız yanlış ise değişim rüzgârını estirenlerin rüzgârı iktidar tarafından olmasını görmememiz oldu.
Hem altılı masa, hem de CHP içinde dönen dolaplar ve oynanan oyunların, bizim tarafımızdan görülmemesi, görüldüğü halde buna inanmak istememiz bizi gaflete sürükledi.
Benim gibi bir çok insan hayal kırıklığı ve psikolojik travma yaşadı, bu kadar kendine inanmayan ve yapmacık, tamamen karşı tarafın başarısına odaklanan niteliksiz bir muhalefete büyük bir kitlenin inanması çok ilginç.
Bazen çaresizlik ve umutsuzluk insanın gözünü kör ediyor, insan önünü ve etrafını görmeyebiliyor, evet herkes değişime inanıyor ve bu değişimi bekliyordu!
Fakat esas değişikliği yapacak olan kudret ve kuvvete, yetki ve etkiye sahip yer muhalefeti de yöneten yine saray iktidarı olduğunu göremedik.
Öyle bir rüzgâr ki kendi içinde fırtınaları koparan, dışarı ile tamamen ilişkileri koparan bir fırtına, bunun için görmek ve his etmek gerekir.
Öncelikle ekonomide u dönüşü yapacak değişim rüzgârını, daha önce ‘dolandırıcı’ diyerek kabine dışına attığı Mehmet Şimşeği bakan olarak atadı.
Bakanın görev değişimi sırasında verdiği ilk mesaj, ekonominin kurallarına geri döneceği ve para politikasında sıkılaştırmaya gidileceği…
Mesela adalet konusunda, hukuk devleti olma konusunda, yine saraya yakın, aileye yakın ve verilene uyacak bir isim getirilerek, dışarıya karşı imaj değişikliğine gidilince, hukuk devleti normlarına geri dönüleceği mesajı verildi.
İçişleri bakanlığı tam bir karanlık nokta olan bu bakanlığı milliyetçi ve faşist bir imajdan kurtarmak, Süleyman soylu gibi bir kamburdan kurtulmak için, bu devrim niteliğindeki operasyonu ona çekti!
Bir başka özellik ise yine değişimi gerekli ve şart olan, Milli güvenliği, sınır güvenliğini tehlikeli bir şekilde idare eden bakanı kabine dışına atarken, onun yerine ılımlı, itaatkar, emir ve direktiflerden çıkmayan biri getirildi!
İstihbaratı da aileye bağlamak ve dışardan kendi başına hareket edecek olan birinden kurtarmak için, çok radikal bir karar alınarak, bu kurumun başına aile bağlarından bağlı olan birini getirmek ve bu makamda kara kutu olarak çalışan birini sınır dışı etmek operasyonu çekildi!
Bundan sonraki değişimleri göreceksiniz, saray yönünü Avrupa ya çevirmek için özellikle Mehmet Şimşek in göstereceği performans ve Adalet bakanlığının yapacağı hukuksal reformlarla bağlantılı olarak çok anlamlı değişimlere şahit olacağız.
İşte yaparsa yine Erdoğan yapar sözü tam da bu operasyonlar ve kabine değişiklikleri ile kanıtlanmıştır, bu seferde tutmazsa, kaybeden biz olacağız!