Darbe; daha önce darbeyi yaşayanların anlayabileceği bir hareket ile ayak seslerinden ve ayak izlerinden anlamaya başlıyoruz…
Bakın daha önce darbelerin öncesine ve o sırada toplumda meydana gelen hareketlerde, halkın arasında girenler ve halka yapılanlara bakalım.
Toplumu ayrıştıran kin ve nefret tohumları eken ve bu tohumları yeşerterek onların meyve vermesini sağlayan, yoksa bu meyveleri yani zehirli meyveleri piyasaya sürmek…
Halk çatışmaktan korkuyorsa ve bu çatışmaların içine girmeye çekince ediyorsa karanlık ve derin güçler, çeşitli taraflar arasına girerek, onlar adına tetik çekmeler…
Bakacak olursa bundan önceki darbelerde, öncelikle çeşitli örgütler ve mezhepleri kaşımak ve onların arasına nifak tohumları ekerek, onları silahlı çatışmaya doğru sürüklemek!
Gerekirse silah temini için onlara çeşitli kanallardan silah sağlamak ve bu silahları kontrollü olarak kullandırmak.
Özellikle Alevi suni çatışmasında, önce Alevilere karşı sunileri örgütlemek ve onlara birkaç silah sıkmak, arkasında dini duyguları kaşıyarak, bir dinin iki mezhebini çatışmaya sokmak için, havayı ısıtmak…
Şimdi de 12 eylül darbesi öncesine değinelim, bu askeri darbeden önce sağ sol olarak gençler kamplara bölünmüş oldu, bunların çatışması sağlandı ve halk çaresiz olarak askerin yönetime el atmasını nerdeyse, çağırarak bağırarak talep etmiştir.
Yeter ki çatışma ortamı son bulsun, yeter ki akan kan dursun, yeter ki sokaklar ve yollar huzura kavuşsun, insanlar rahat nefes alsın diye…
Çocuklarını üniversiteye gönderemeyen aileler, çocuklarını sokağa bile çıkarmaktan korkan veliler ve erkenden eve kapanan insanlar…
İşte bu kaos ortamında asker bir gece ansızın düdüğü çaldı ve doksan dakika maçı yöneten hakem gibi, maçı bitirerek, herkesi soyunma odalarına gönderdi.
Şimdi bu günlerde de bozulan ekonomik yapı, kendini rahat his etmeyen iktidar, geleceğini garanti görmeyen siyasi yapı, bir kaos ortamı ve bir çatılma ortamı çıkması için hazırlık yapıyor kanaatindeyim.
İç savaş, sağ sol, alevi suni, çatışması, dış ülkelere saldırı derken, birden bire çıkmayan ve hazırlığı uzun süre yapıldığına inandığım, yeni bir alanda korku ve sindirme politikaları yeniden devrede…
Mafya ve çete hesaplaşması üzerinden yapılması planlanan korku iklimi ile vatandaşı sindirmek ve bu şekilde kontrol altına alarak, bu iklim ortamında darbe için istek oluşturmak ve beklenti içine koymak…
Bunun bu günlerde başlamış olduğunu Cübbeli Ahmet provakatörün, açıkladığı Kıyamet planı bu olsa gerek, ortalığın karışacağı ve mafya hesaplaşması ile sokakların yeniden korku iklimine teslim olacağı ve can, mal güvenliğinin ortadan kalkacağı bir ortam…
Bu olaylar ve gelişen hadiseler bunu gösteriyor ki iktidarın devamı için, kaos ortamı ve gel bizi kurtar baba haykırışları arasında, sulh ve barış ortamını oluşturacak, o karanlık güçlerin duruma el koyması!