?>

CUMHURİYET’İ KUTLARKEN, KAFALARDA NE VAR?

M. Şah Ayaz

2 yıl önce

Cumhuriyetimizin 99. Yılını kutladığımız geçen hafta, on yıl aradan sonra ilk kez, bir resepsiyona katıldım ve kutlama salonunun, atmosferini izlemeye çalıştım.

Cumhuriyetin heyecanını anlam ve önemini bilenlerin, bunu düşünüp anlamaya çalışanların pek olmadığı bir salonda gördüm kendimi, modernleşen cumhuriyet Türkiye si ile Osmanlıcı ve gerici bir düşüncenin sahip olduğu çelişkiler içinde bir bayram atmosferi…

Askerlerin kendi köşelerine çekildiği ve masalardan uzak durdukları, bürokrasinin kendi içine kapanarak, kendi gecesini geçirdiği, sivil toplum örgütleri ise masa, masa dolaşarak, gelen gideni ziyaret etme çabaları…

Aslında cumhuriyet resepsiyonları, modern dünyanın Kemalist sistemin kurduğu cumhuriyetin bir geleneği olmasına rağmen, bu gün biraz Osmanlıcılığı araya sıkıştırmaya çalışmaları tam bir tezat oluşturuyor.

Bu bayram ya esas kuruluş gayesi üzerinde durur veya tamamen tarih sahnesine uzanır ve hayatımızdan çıkar…

İşte tam bu yol ayırımında böyle bir bayram kutlamamız, işin heyecanını ve işin aslını ortadan kaldırmaktadır.

Düne kadar cumhuriyetin elitleri, Bürokrasi ve Askerlerin kendi resepsiyonları olarak bilinen bu resepsiyona bu gün sarık, cübbe ve Türban ile Kadın erkek ayrımcılığı, tokalaşmanın erkekler arasında olduğu bir resepsiyonda, karma karışık resepsiyonlar a dönmüş oldu.

Aslında yıllardır kışla ve asker resepsiyonu olan bu tür resepsiyonda, askerler maalesef köşeye çekilmiş olsalar da, hala onların Atatürk Türkiye sini tam olarak anlayamadıklarını maalesef bir kez daha görmüş oluyoruz.

Atatürk ün kurduğu TBMM Meclisi ve kuvvetler ayrılığı anlamını anlamayan bir halk ve anlamayan bir Kemalist zümre, işte böyle çelişkiler yumağı içinde çok ilginç görünümlere sahne oluyor.

Cumhuriyetçi ve Kemalist ordu mensupları ve çağdaş cumhuriyetçiler, dün tüm halka resepsiyonları açarak, halkın cumhuriyetin değerlerini anlamalarını sağlasalardı, kutsal ordu yerine, dokunulmaz ordu yerine halkın ordusu olsalardı, resepsiyonlarında, içme yeme yerine bilinçlendirme resepsiyonlarına dönüşüp, herkesi, kucaklasalardı…

Bu gün halk ile aralarına mesafe koymaya gerek kalmazdı, bu gün istenmeyen bir tablo ile cumhuriyet karşıtlarının cirit attığı bir manzara ile karşılaşmazlardı.

Sanki yeniden Osmanlı ruhunu diriltircesine, bu salona saldıran cumhuriyet muhalifleri bir nevi cumhuriyetten intikam alırcasına alaycı bir tavırla, salona girerek, cumhuriyetin kökünü nasıl kazımaya başladıklarının mesajını veriyorlar!

Oysa kuvvetler ayrılığı olan cumhuriyet ile halk iradesinin en üstün olduğu millet meclisinin kuruluşu ile demokrasiyi getiren Atatürk ve arkadaşları, bu gün ortadan kaldırılan bir rejim haline getirilişi ve resepsiyonların anlam öneminin ortadan kaldırılışını gözlerimiz ile görüyoruz.

Cumhuriyet, demokrasi, hukuk devleti hakim olmadığı sürece, herkesin kendi gücünü ve kuvvetini sergilediği bir sistem olduğu sürece, maalesef halkın hakimiyeti ve söz hakkı olmaz.

Gerçek cumhuriyetlere ve gerçek resepsiyonlara ulaşma umut ve arzusu ile iyi bayramlar…

YAZARIN DİĞER YAZILARI