Ekonomik kararlar ve ekonomik planlamalar maalesef güvensizliği gün geçtikçe arttırmaktadır, güvenin olmadığı bir ekonomik sistemin başarılı olması imkansız!
Alınan kararlar ve açıklanan paketlerin tamamında, bu güne kadar güven verecek bir sonuç çıkmamıştır, akıl ve mantığa uygun hiçbir karar mevcut değil.
Ekonomi alanında atılacak adımlar, sosyal ve siyasal alanda atılacak adımlarla desteklenmelidir, bu olmadığı zaman iki ayağı eksik kalır.
Bakın siyasal yapımıza, tamamen baskıcı ve dikta rejimi siyasal yapısı ile herkesin korktuğu ve siyasi iktidara korku ile yaklaştığı bir sistem!
Korku nun hakim olduğu bir siyasi yapılanmada, hiçbir şey gerçekçi olamaz, hiçbir hesap gerçeği yansıtamaz…
Bu güne kadar bu korku iklimi altında yapılan anketlere dikkat edecek olursanız, “Hangi partiye oy verirsiniz? Sorularının cevaplarında, anket uzmanlarının yaptığı değerlendirmeler, bu cevapların tamamen açık ve şeffaf olmadığı, doğrultusunda…
Nedenine gelince, herkesin kendini iktidar partisinden gösterme gayreti içinde olması, bunun nedeni ise ya anketi yapan kişi iktidarın adamıysa veya ya iktidar tarafından dinleniyorsam!
Bu endişe içinde yapılan anketler, hem iktidarı hem de muhalefeti çok yanıltıcı olacağı açıktır, bunun için sistem güven vermiyor diyebiliriz…
Bu güne kadar etkili bir muhalefetin olmamasına gelince, bunun altında yine şiddet ve ekonomik baskıların olma tehlikesi…
Eli sopalı ve eli şantajlı bir iktidarın karşısında, ne siyasi parti, ne gazeteci ve ne de yayın organı dayanabilir, bu güne kadar darp edilen ve ekonomik yönden baskı gören siyasi ve gazetecilerin sayısını hepimiz tahmin ediyoruz…
Dedik ya paketler ve reform sözleri doyurucu olmadığı için, güven sarsılıyor, Hukuk reformu ve insan hakları reformu diyor, iktidar hemen ardından, siyasilere hapis ve partilere kapatma…
Yine hukuk reformu diyerek, herkesi terör örgütü üyesi olmakla suçlamak ve canı istediğine, canı istediği yere el koymak!
Tüm bunların olduğu bir ülkede, ekonomik reform yaparken, her gün para politikası enstrümanları ile oynayacak bir dış müdahale ve tamamen para politikasına bağlı bir sistem!
Gerçek ekonomiyi canlandıracak olan imalatçı, KOBİ, tarım sektörü ve turizm için hiçbir şey yapmazken, her gün faiz ve dolar kuru ile oynamak!
Dolarını ve ziynet eşyanı Türk Lirasına çevir diyerek çağrıda bulunan bir lider, her türlü ticaretini döviz ile yapması ve her gün döviz kurunun yükselmesine seyirci kalması…
Bu gün yastık altına gözü diken bir iktidarın, yarın bankadaki, yani sistemin içindeki tasarruflara göz dikmeyeceği ne malum?
İşte bunları gören vatandaşın güven duyması çok zor, güven in olmadığı bir yerde sistemin çalışması imkansız…