Bir ülkenin geleceği, bu ülkeyi idare edenlerin verdikleri kararların doğruluk derecesine,kararların hayatın gerçeklerine ne kadar bağlı olup olmadıklarına bağlıdır.
Ülkelerin idare şekilleri farklı olmakla birlikte,yetkiler dağılmış ve merkezden yerele doğru bir sistem içerisinde görev paylaşımı yapılmış şekilde olmaktadır. İki yıl önce, Batman belediyesi tarafından yapılan ,DİYARBAKIR caddesi ile ilgili çalışmaların trafik sorununa çözüm bulup bulmayacağı hususunun detaylı incelendiği ve araştırıldığı kanısında değilim. Çünkü bu çalışmaların yapıldığı dönemde, çalışmaların trafik sorununa ne kadar çözüm getirecek yada getirmeyecek değerlendirmesinin yapılıp yapılmadığını sormuş ve sorgulanması gerektiğini ifade etmiştim.Hatta mevcut projenin trafik sorununa çözüm getirmediği gibi 3-4 yıl sonra bozulup tekrardan yapılacağını da özellikle işaret etmiş ,konu ile ilgili olarak ta yazı yazmıştım.Çalışmaların trafik sorununu azaltmayacağını, aksine ara sokakların trafiğe kapatılması nedeniyle trafik yoğunluğunun daha artacağını benim gibi onlarca insandan da ayrıca duyuyordum.Sonuç ortada….Batman trafiğine girenlerin çektiği çileyi anlatmaya ve bunu yaşamayan kimsenin kalmadığını düşündüğümüzde,fazla söz söylemeye gerek yoktur herhalde… İmar gibi işlerle ilgisi olmayan ve anlamayan biri olarak bunu düşünmüş olmam ve benim gibi binlerce insanın bu konuda düşündüğünü varsayarsak bu projeyi yapanların ne kadar bilgisiz ve kabiliyetsiz insanlar olduğu sonucuna varılabilir herhalde. Çünkü, bir proje ne kadar güzel olursa olsun eğer sonuç itibariyle fayda sağlama açısından eksik kalıyor ise, projenin güzelliği hiçbir şey ifade etmeyecektir bence. Kaldı ki, yapılan proje de öyle ahım şahım denilebilecek bir proje olmadığı gibi, sadece ana caddeye yeniden asfalt dökülmüş ve kaldırımlar bazalt taşlarıyla döşenmiştir. Trafiğin yoğun olduğu 3-4 kavşağa alt-üst geçitler yapılmış olsaydı, şu an tüm Batman’ın yaşamış olduğu trafik sorunu yaşanmazdı herhalde….
Aynı başarısızlık, Karayolları tarafından eski devlet hastanesi kavşağında yapılmış olan projede de görmek mümkündür.Projenin yönünün ne kadar hatalı olduğu ,o mevkide uzayan araç konvoylarından kolayca anlaşılmakta ve çok açık ve net olarak görülmektedir. Asıl, trafik akışının en çok yoğunluğun olduğu, gültepe -şehir merkezi yönünde olduğu düşünülmüş olsaydı, bu detay dikkate alınmış olsaydı daha güzel olacaktı. Projenin Gültepe-şehir merkezi yönüne doğru, araçların trafik ışıklarına takılmayacak şekilde yapılması daha verimli olurdu.Bu yöndeki araçların trafik ışıklarına takılıyor olması uzunca araç kuyruklarının oluşmasına neden olmaktadır.
Üçüncü husus ise Köy ve şehirler arasında yapılan yol çalışmaları olmaktadır. Şimdiye kadar yapılan yolların büyük çoğunluğu sati kaplama şeklinde olmuştur.Bu nedenle, yolların yapıldıktan 1-2 yıl sonra tekrardan bozuldukları ve yeniden ihaleye çıkarıldıkları görülmektedir. Özellikle bazı yollar var ki, 20 yıldan beri bir türlü inşaat halinden çıkamamış her seferinde bir başka bölümü onarım halinde olduğu görülmektedir.Buna örnek olarak Batman Diyarbakır karayolunu gösterebiliriz.
Anlattığım bu üç örnekten de görüldüğü üzere, kaynakların verimsiz kullanılması ülke ekonomisine çok büyük zarar verdiği gibi ,aynı şekilde yereldeki yansımaları, halk üzerinde psikolojik ve sosyolojik anlamda çok kötü sonuçlar doğurmaktadır. Özellikle psikolojik ve sosyolojik anlamda , şehir içindeki trafik sıkışıklığının sebep olduğu kazalar ,bu kazalar neticesinde insanların birbirine dalaşması, kötü söz söylemeleri, sinir krizlerinin geçirilmesi kavga dövüş hadiseleri gibi sonuçlara sebep olduğu ortadadır. Bu da toplumsal ve sosyolojik anlamda aile bireylerinin ,toplumun huzurun bozulmasına sebep olmaktadır….KIYAMETİN ALAMETLERİNDEN BİR TANESİDE, AHİR ZAMANDA ,İŞİN EHİL OLAMYANLARCA YAPILACAĞI SÖZÜ İLE BİTİRELİM…