Gençlik haftası nedeniyle gündemimizde sadece gençlerin olmasına dikkat etmeye çalışıyoruz, genliğin dünü bu günü, yarını ve geleceği ne olacak?
Gençliğimiz özellikle z kuşağı denilen gençlik çok şanslı olmasına rağmen çok talihsiz ve çok karamsar bir gelecek görünüyor!
Şanslı olmaları rahat ve emeksiz bir yaşam ortamında yaşamaları, tüm teknolojik kaynakları çok rahat kullanabilmeleri, yaşam standartlarının çok rahat ve lüks yaşama sahip olmaları…
Teknolojiye her şartta ulaşabilmeleri, bilgi ve belgeleri çok rahat elde etmeleri, eğitim şartlarının çok gelişmiş olması!
İstediğini yiyebilen, istediğini giyebilen ve istediği yere, istediği zaman gidebilen, bir gençlik, fakat bu kaynakları, sadece emeksiz ve yorulmadan elde etmesi onları tembelliğe ve asalaklığa sevk etmektedir.
Babaya veya aileye bağımlı yaşamayı gelenek haline getiren, bedava geçinmeden hiç sıkılmayan ve onur meselesi yapmayan…
Kısacası çok rahat bir kuşak ile baş başa bulunmaktayız, ilkesiz ve onursuz bir yaşam tarzını benimseyen bir kesim gençlik, tamamen siyasi iktidar veya hakim siyaset tarafından kolaylıkla kullanılabiliyor.
Eğitim sisteminin, tamamen çöktüğü bir sistemde, özellikle yaklaşık iki yılı aşan pandemi döneminde gençlik tamamen sahipsiz ve rotasız kalmış oldu!
Bu şartlarda gençlik, özellikle z kuşağı denilen çağımız gençliği tam bir başıboşluk ve başıbozukluk ortamında yetişmektedir!
Gençler eğitimsiz, emeksiz ve düşüncesiz bir şekilde yetişmektedir, her şeyi ailesine asalak veya çevresine asalak bir şekilde yetişmekte, çeşitli suç örgütleri ve organizasyonlar tarafından kullanılmaya müsait.
İşsizliğin had safhada olduğu bir dönemde, haliyle, niteliksiz ve eğitimsiz yetişen gençliğimiz, tamamen içeri kapanarak, psikolojik sorunları da artmış durumda…
Şimdi sonuç olarak gençliğimize bakacak olursak, eğitimsiz, birikimsiz, öğretim siz, güvensiz, cesaretsiz, dışa bağımlı ve her tarafa yönlendirilecek, bir kişiliğe sahip.
Gençliğimiz özellikle bu kuşağı yaşayan gençliğimiz, maalesef kayıp kuşak olarak bilinecek ve çok tehlikeli bir kuşak, yani kayıp kuşak olarak anılacaktır.
Eğitimi, cesareti, kişiliği olmayan gençlik, maalesef her yöne çekilebilecek ve her kes tarafından kullanılabilecektir, avuç açmayı öğrenen, asalak olmaktan sıkılmayan, emeğe dayalı bir kazanç hayal etmeyen….
Her türlü dalgaya kapılabilecek, her türlü hafif rüzgara uçacak, her türlü baskıda yerlerde sürünecek bir gençlik, iş aramayan, iş bekleyen, iş yapmayan, işe engel olan bir kuşak…
Biz tehlikeli bir kuşağın eserlerini yetiştiriyoruz, bizden çok onların başı dert te ve bela da olacaktır, kötü alışkanlıklar ve kötü yaşam koşulları, her türlü tehlikeye açık, güvensiz bir kuşak yetiştiren bu sistemin günahı çok, sadece bu gençlik ve onun yetişme tarzından bile olsa günümüz iktidarı, muhalefeti ile siyasilerin hiç biri bu sorumluluktan kurtulamaz ve işin içinden sıyrılamaz.