Sahipsiz ve hesapsız giden bir sistemin yerelde yansımalarını çok kötü bir şekilde görüyoruz, kimse gözün üstünde kaşın var diyemiyor, yerelde Kayyum ve valilere…
Sarayın torpilli bürokratları olarak kendilerini gören bu idareciler, hesap vermemenin rahatlığı içinde kamuoyuna bilgi bile vermekten rahatsız oluyorlar.
Kayyum olarak atandığı günden beri belediye hizmetlerini sadece kadrolaşma ve adam yerleştirmeden ibaret olduğunu sanan, vali, tüm kadroları yandaşlara dağıtırken, yerelde yapılan hizmetleri göz ardı etti.
Daha önce yapılan temizlik ve çevre bakımı gün geçtikçe aksamaya ve neredeyse çöpler toplanmama aşamasına geldi.
Geçen hafta sonu çıkan bir fırtına da havada uçuşan çöpler, şehir üzerindeki toz bulutu ve sağa sola savrulan poşetler bize eski Batman: Tozu Duman sahneleri ile nostalji yaşattı!
Önümüz kış yağmur ve bu gidişle meydana gelecek çamur deryaları ile birçok mahalle de kapanmayan kanallar, yapılmayan yollar sayesinde ancak Çizme “gizme” denilen eski ayakkabılarla dolaşabileceğiz.
Eskiden yani bundan bir iki yıl önce tüm Batman’ın asfaltlı ve tertemiz yollarından şimdi eser yok, hele o her gün fırçalanan kaldırımları bu gün toz ve çamur deryası, bu kaldırımlarda yürümek çok zor oldu.
Rant kapısı olarak görülen birçok bölgeyi imara açan Kayyum, imara açtıkları bölgelerin altyapılarını ise hiç programa bile almıyor.
Bu gün imara açılan, yerlerin ne havamanya sı, ne de yermanyası dikkate alınmadan, devasa binalar dikilmekte, ama yol, su, kanalizasyon, elektrik, doğalgaz gibi hiçbir altyapı çalışması yapılmamaktadır.
Yakında bu dev binalara taşınacak Batmanlıları çok zor günler beklemektedir. Oysa modern ve çağdaş şehirleşme planlarında imara açılan bölgelere belediyeler öncelikle altyapıyı götürdükten sonra inşaat ruhsatları vermektedir.
Kent konseyi denilen körler ve sağırlar konseyinin ise bu şehircilik faciası ile ilgili hiçbir öngörüsü ve çalışmasının olmayışı vesayet altında olmasından kaynaklanmaktadır.
Birde buna günümüz ekonomik şartları ile merkezi hükümetin kaynaklarda kısıtlamaya gitmesi ve dünya daki ekonomik şartların ağırlaşmasını eklersek…
Bizi yerelde ve genelde çok zor şartları içinde barındıran bu dönem her alanda devletin yokluğunu his ettirecek ve yapılan hizmetlerin aksadığı, yapılacak zamlarla belimizi bükeceği bir döneme giriyoruz.
Dünyadaki enerji ve tedarik zincirlerinin bozulmasından kaynaklanan, krizler, gıda ve diğer ihtiyaç maddelerini çok kötü bir şekilde vurarak, yüksek enflasyon ortamı ile hizmetlerin durması noktasına getireceği ortada.
Bu durum ve bu piyasa şartlarında basiretli ve yerinde yönetebilecek, liyakatli idarecilere ihtiyaç vardır. Bu hizmetler bundan böyle merkezi yönetim ve uzaktan kumanda hele hele memur zihniyeti ile çalışan Kayyumlarla olmayacağı açık.