?>

ASGARİ ÜCRET GENEL MEMNUNİYETSİZLİK…

M. Şah Ayaz

2 yıl önce

Asgari ücret beklentilere göre, ilan edildi, bu ücretin açıklanması kimseyi memnun etmedi dersek yerinde olur.

Ücretli çalışanlar en az net 15 bin beklerken, işveren tarafı ise asgari ücretin yıl ortasında yükseltilmesine karşıydı.

Asgari ücret iş ortamında huzursuzluğa, moral bozukluğuna ve iş ortamında verimsizliğe yol açtığı gibi, iş barışı ve istihdama darbe olarak ifade ediliyor, iş alemi tarafından.

Tam da ücretler oturtulmuş, fiyatlar dengeye gelmiş, herkes kabullenmişken, aniden yüzde otuz oranında ücretlere zam özellikle hizmet sektöründe, yani emek yoğun işlerde yeni bir dengesizliğe neden olacaktır.

Enflasyonun Temmuz ayından itibaren yüzde otuz yükselmesi, demek, mal ve hizmetlere yüzde otuz oranında sadece ücret yönü ile zam demektir.

Diğer girdiler hariç, örneğin ithalata dayalı mallara birde döviz kurundaki yükseliş oranına göre zam eklersek, yaz aylarından itibaren yeni bir enflasyon, döviz faiz sarmalı içine düşeceğimiz açıkça ortada.

Üretici ve emekçinin memnun olmadığı bu ücret zam ve enflasyon ortamı ile bu şekilde bir sonuç alınamayacaktır, hala iktidarın bir mali ve ekonomik programı bile yayınlanmadı.

Para politikası bile muamma, gelen birkaç idareci ise dışardan getirilen sermayenin koruyucusu olarak tarif ediliyor, bunlarla bir ülkenin ekonomisi ve maliyesi kurtarılamaz.

Üretim politikası, üretim çeşitliliği, yerli üretimin hızlandırılarak, arttırılmasına çalışmak, yerli üreticiyi desteklerken, yabancı mallara karşı çeşitli tedbirlerin alınması…

Yerli üretici, özellikle tarım kesiminin desteklenerek, yerli üretimde girdi fiyatlarının düşürülmesine çalışmak…

Bunun için henüz hiçbir çalışma emaresi görülmemektedir, varsa yoksa döviz fiyatlarının belli bir seviyede tutulması için, tek ithal ürün sanki dolarmış gibi, bunun çalışması ve bunun üzerinde yoğunlaşması…

Birde dışarıdan borç verenlerin borçlarının garantiye alınması için bazı tedbir ve önerilerin alınması, bunun dışında hiçbir politika üretilemiyor.

Tamamen bilimsel ekonomik kavram ve kuramlardan uzaklaşılırken, hiçbir ekonomik şart ve ortam dikkate alınmadan, piyasanın değil, sarayın yönettiği bir piyasa, yani monopol bir piyasa…

Kimsenin söz hakkı ve sahibi olmadığı, kimsenin fiyat belirlemeye hakkı olmadığı malının ve emtianın değeri ne olursa olsun, saray ne derse o fiyat olur politikası ile bu ülkenin ekonomisi yönlendiriliyor!

Bütün dünyanın hayretle izlediği ve tüm hesapların altüst olduğu bu ülkede, iflası bile normal şartlarda kabul etmeyen bir ülke.

Ortodoks politikalara döneceğini ifade eden, maliye bakanı, sarayın, israf ve keyfoloji politikalarını kıramıyor.

Bu yüzden yaklaşık bir aydan beri havanda su dövüyor, oradan buraya yön belirlemeye çalışıyor, bu ekonomi politikasını okumuş, aklı başında, bilimsel yaklaşımlarla çözmek çok zor!

Bu yüzden bu ekonomi icadı ile uğraşmaya beyni ve aklı yetmeyen merkez bankası başkanı ve maliye bakanı şuan bile tam sersem hale gelmiş durumdalar.

Birkaç ay sonra sanırım ikisi de doktoralarını yenilemek için, saraydaki üniversitenin doktora bölümüne yazılacaklar ve yeni bir doktora alanı açacaklar! 

Yani Heterodoks ekonomik politikasının saray versiyonu…

YAZARIN DİĞER YAZILARI