?>

ADALETE OLAN GÜVEN

Mehmet Cevat Kerem

4 ay önce

...Yıllardır mahkemelerin verdiği kararlar hep tartışılmıştır.Türkiye'de adalete olan güvenin azalmasının birçok nedeni bulunmaktadır. Bu konunun kökenleri hem yargı sisteminin işleyişiyle hem de toplumsal algılarla ilgilidir.Çünkü bazı kararlara her toplumsal kutup kendi pencerinden baktığı için diğer tarafın hassasiyetleri görmezden gelinmektedir. Mahkeme kararlarının toplumsal vicdanı rahatlatamaması, hakimlerin karar verirken vicdani kanaatlerine göre hareket ettikleri halde toplumsal vicdana aykırı algılanabilmesi gibi durumlar bu durumu karmaşık hale getirmektedir. Hakimler karar verirken hem kanunlara hem de vicdani kanaatlerine dayanırlar. Ancak, toplumsal vicdanla bireysel vicdani kararlar her zaman örtüşmeyebilir. Bunun birkaç nedeni olabilir:Hakimlerin siyasi ya da ideolojik bir baskı altında karar verdiklerine dair bir algının oluşması , toplumsal vicdanın bu kararları daha eleştirel bir şekilde değerlendirmesine neden olur.Toplumun farklı kesimlerinde farklı ahlaki ve hukuki değerler olabilir. Bu da bazı kararların bir grup tarafından adil bulunurken, başka bir grup tarafından adaletsiz olarak değerlendirilmesine yol açar.Medyanın ve sosyal medyanın olayları sunuş şekli, toplumun algısını etkiler. Mahkemelerin verdiği bazı kararlar bu yüzden "şaibeli" ya da "adaletsiz" olarak algılanabilir.Türkiye'de kanunların sık sık değişmesi, hukuk sisteminin tutarlılığını zayıflatmaktadır. Sık sık değişen kanunlar neden ile Hukuk güvenliğini zedelenmektedir. Hukukta tutarlılık önemli bir unsurdur. Sürekli değişen yasalar, hukuki öngörülebilirliği zorlaştırır ve halkın adalete olan güvenini sarsar. Kanun maddeleri tam anlamıyla açık olmadığında, hakimler ve avukatlar bu maddeleri farklı şekillerde yorumlayabilirler.  Kanunların yoruma açık kalması, genellikle kanunun dili ve kapsamı ile ilgilidir. Net olmayan kanun metinleri, farklı yorumların ortaya çıkmasına zemin hazırlar. Bu durumun çözümü, kanunların daha net ve açık bir dille kaleme alınmasıdır.Aksi taktirde aynı kanun maddesi üzerinde farklı kararların verilmesine yol açabilir ve hukuka olan güvenin zedelenmesine en büyük etkiyi sağlamış olur.

Ayrıca ceza mikarlarının türüne göre dengeli olamaması büyük bir tutarsızlık oluşturmaktadır.Özellikle siyasi cezalar  ile adli cezalar arasında çok büyük bir makas vardır.ÖRNEĞİN;İşlenmiş en vahşi  bir öldürme olayı için, Türk Ceza Kanunu'nda "ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası" ve "müebbet hapis cezası" olmak üzere iki tür müebbet hapis cezası bulunmaktadır.Daha sonra;1-Ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası: En ağır ceza türüdür ve hükümlü hayatı boyunca hapiste kalır. Ancak, belirli şartlar altında 30 yıl sonra şartlı tahliye talebinde bulunabilir.2-Müebbet hapis cezası: Hükümlü ömür boyu hapis cezasına çarptırılır, ancak şartlı tahliye hakkı 24 yıl sonra doğabilir.

ŞİMDİ TOPLUMUN VİCDANI NASIL RAHAT OLABİLİR?

 

 

 

 Adalet sistemine duyulan güvenin azalması, toplum üzerinde ciddi sosyolojik ve psikolojik etkiler yaratabilir.Adalet duygusunun yok olması başta toplumsal kutuplaşmayı yaratır. Eğer insanlar adalet sisteminin adil olmadığını düşünüyorsa, bu durum toplumdaki grupların birbirine olan güvenini zedeler ve kutuplaşmayı artırır.Verilen karar üzerinden  Toplumsal huzursuzluk ve protestolar artar. Adaletin tecelli etmediği düşünülen durumlar, toplumsal huzursuzluklara ve protestolara yol açabilir. Bu da toplumsal barışı tehdit eden unsurlardan biri haline gelir.Ayrıca kakarların Psikolojik etkileri çok yara açabilirler. Bireyler adalet sistemine güvenmediğinde, kendilerini güvensiz hissederler. Bu, toplumsal moral bozukluğuna, adaletsizlik algısının yaygınlaşmasına ve psikolojik olarak depresyon, kaygı gibi sorunlara neden olmaktadır.  Türkiye'nin adalet sistemini demokratik ülkelerle kıyaslayarak geliştirmek için  bazı adımlar atması gerekiyor.

  Yargı bağımsızlığını güçlendirerek  Yargının siyasi ve ideolojik etkilerden arındırılması, adaletin tarafsız ve bağımsız bir şekilde işlediğine olan güveni artıracaktır. Yapılacak Hukuk reformları sayesinde  Hukukun üstünlüğünü sağlamak adına şeffaf ve net yasaların oluşturulması, hukuki süreçlerin hızlandırılması ve etkinliği artırır.Yargı sürecinin şeffaflığı sağlanarak Mahkeme süreçlerinin daha şeffaf bir şekilde yürütülmesi, kararların kamuoyuna net bir şekilde açıklanması ve gerekçelendirilmesi, adalete olan güveni artıracaktır.Bu konular, toplumun adalet algısındaki sorunları ve çözüm yollarını ele alırken üzerinde durulması gereken önemli noktalardır.

YAZARIN DİĞER YAZILARI