Cumartesi günü Batman valiliği, Batman da görev yapan ve özellikle depremzedelere, bağış ve yardım yapan tüm oda ve sivil toplum örgütleri ile bir araya geldi.
Bu güne kadar yapılan tüm yardım, bağış ve organizasyonlar için teşekkür eden, valilik, bundan sonra kendi organizasyonları dışında yapılacak yardım, bağış ve hizmetlerin anlamsız ve kifayetsiz olacağını açıkladı.
Koordinasyon, kontrol, kayıt ve hükmetmek için bundan sonra tüm deprem ve depremzedelere yönelik faaliyetlerin Batman valiliği kontrolünde olacağını açıkladı.
Bu güne kadar Batmandan 600 TIR ayni yardımların Batman dan deprem bölgelerine gittiğini tahmin ettikleri ama bunların kayıtlı olarak yapılanın sadece 200 TIR olduğu, yani üçte iki oranında yardımların kontrolsüz dağıtıldığı veya yerine ve amacına uygun dağıtılmadığı açıklandı.
İlimize gelen depremzede sayısının bu güne kadar tam olarak bilinmediğini açıklayan valilik, bundan sonra eş, dost, akraba ve yakınlarına gelen depremzedelerin bile valiliğe bildirilmesi istendi.
Tabi bu toplantıda verilen mesaj bazıları tarafından tam olarak alınmadıysa da, amaç hasıl oldu.
Yani devlet diyor ki, ben güçlüyüm ve olaylara hakimim, benden habersiz kuş uçmayacak, benim istediğime yardım ve bağış yapılacak, benim merhametime sığınmayan yardım edilmeyecek!
İş Koordinasyondan açılmışken, koordinasyon ve başıboşluğun nereden kaynaklandığını da sorgulamak gerekir.
Devlet depremden 6 gün sonra, ben işi koordine edip kontrol altına alacağım diyorsa, vatandaş haliyle bunu anlamakta güçlük çekecektir.
Devlet zamanında yerinde ve yeterli refleksi göstermediği zaman, iş işten geçtikten sonra olaya el atıyorsa, vatandaş haliyle tepki gösterecektir.
Bu tür doğal afetler için kurulan, AFAD denilen kuruluş, hizmet ve malzeme konusunda yetersiz kalınca, Kızılay a denilen bir kuruluş, devlet tarafından saf dışı bırakılınca, halk insanlık ve yardımseverlik duygusu ile elindeki varını yoğunu, vermek için yollara döküldü.
Evlerini depremzedelere açan, iş yerini açan, cebindekini veren, üstündekini veren, bu güne kadar devlet seyirci olarak saha kenarında dururken, şimdi sahaya iniyorum diyor.
Önce nazikçe ve uyararak, sahaya inmeye çalışıyor, yarın bunu daha farklı baskı yolları ile tam olarak sahaya hakim olmaya çalışacak.
Ama maalesef iş işten geçti, türbinlerdeki izleyiciler, yani halk, sahada bazı kral dışı oyuncuların indiğini görüyor ve halk kırmızı kartı çoktan çıkardı bile.
Bu organizasyonu bu çalışmaları deprem ülkesi olan bir ülkede devletin yıllar önce yapması gerekirdi, stoklarını ambarlarını bu tür alet edevat ve gıda ile giyim eşyası ile doldurmalıydı.
Depremin ilk dakikalarında sahaya inmeli ve koordinasyonu sağlamalıydı, vatandaş ve sivil toplum örgütlerine işi ihale etmemeliydi.
Biz Batman için konuyu ele alacak olursak, günlerdir sivil toplum örgütleri harıl harıl eşya toplayıp araçlarla deprem bölgesine giderken…
Tüm yerel basında hangi sivil toplum örgütünün ne kadar araç ve ne kadar insan gücü ile çalıştığını, kaç araç gönderdiğini yazarken, valilik ve diğer kuruluşlar neredeydi? Tabi türbinden izliyorlardı.
Hatta yardım edenleri eleştiriyor ve onlara engel olmaya çalışıyorlardı! Şimdi ne oldu? Neden bu gün bu telaş ve bu baskı? Hepsi tamamen siyasi endişe ve mahcubiyet!