Batı Raman Kampüsü Rektörlük Konferans Salonunda düzenlenen ve Sinema ve Televizyon Bölümü öğretim üyesi Dr. Öğr. Üyesi Eşref Akmeşe’nin moderatörlük yaptığı söyleşiye, Batman Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. İdris Demir, dekanlar, müdürler, akademik ve idari personel ile öğrenciler katıldı.
ZAİM “ÇAĞA TANIKLIK ETMEK, HEM EDEBİYATIN HEM DE SİNEMANIN ÖNEMLİ BİR KONUSUDUR”
Çağa tanıklık etmenin ve toplumsal sorunlarla ilgilenmenin sanatçıya nasıl bir sorumluluk yüklediği ile ilgili açıklamalarda bulunan Derviş Zaim, çağa tanıklık etmenin hem edebiyatın hem de sinemanın önemli bir konusu olduğunu ve bu tanıklığın çağı temsil etmek, çağın ruhunu, havasını, kokusunu ifade etmek biçiminde ortaya çıktığını belirtti.
ZAİM “SİNEMA, TOPLUMUN VİCDANIDIR”
Çağa tanıklık etmeye çalışırken bazı şeyleri açığa çıkarma, örtememe gayretinin yapılan işin değerini daha da artırdığını söyleyen Zaim, yaşadığı coğrafyanın ve tarihin kendisine sunduğu olayların, filmlerinin artmasını sağlamaya yardım ettiğini kaydetti. Bunu yaparken sadece olayları aktarmak değil nasıl aktaracağı üzerine de kafa yorduğunu belirten Zaim, neyi ifade ettiğimiz kadar nasıl ifade ettiğimizin de çok önemli olduğunu vurguladı. Sinemanın, toplumun vicdanı olduğunu, önümüze çıkan bir karanlığı ışığa doğru tartışmamızı ve fikir yürütmemizi sağladığını belirten yönetmen, sinemanın seyircide ufuklar açtığını vurguladı.
ZAİM “FLAŞBELLEK FİLMİ, BİR KAHRAMANIN YAPTIĞI YOLCULUKTAKİ OLGUNLAŞMA SÜRECİNİ ELE ALIR”
Son çekilen ve hala gösterimde olan Flaşbellek filmi hakkında da bilgiler paylaşan Zaim, filmin bir kahramanın yaptığı yolculuktaki olgunlaşma sürecini ele aldığını, insani bir yaklaşımla yapıldığını, slogan atmayan bir iş olmasını sağlamaya gayret ettiğini bu nedenle de filmde çapraz okumaların, çoğul kimliklerin ve seslerin bir arada olmasını önemsediğini söyledi. Edebiyat ve sinema ilişkisi hakkında da açıklamalarda bulunan Derviş Zaim, sözlerine şu şekilde devam etti: “Mümkün olduğunca bir edebiyat uyarlamasını filme aktarmak istemem. Edebiyat uyarlamalarından uzak durmak gerekir. Sebebi de şudur: Senaryo, film anlarla, durumlarla ilgilenir. Sinemada, seyirciye somut durumları göstermek zorundasın. Edebiyatta ise bununla yetinemezsin çünkü edebiyatta yazar anı genişletebilir anın içinde başka taraflara gidebilir, durumları aşabilir. Dolayısıyla edebiyatın kafa yapısı sinemanınkinden çok farklıdır. Sinemada yapılabilme ihtimali düşük şeyleri edebiyatta yapabiliyoruz.”
Etkinlik, Derviş Zaim’in katılımcıların sorularını yanıtlamasının ardından sona erdi.